ciglik
matematikkafe.com - Eğitim Masalları - Hikayeler
ÇIĞLIK
Yazan: Ergür ALTAN
Kuzulara bakınca et değil de can görürüz biz; balıkları seyredince mavilenir bakışlarımız.
Bir ormana girsek, santraller değil de düşler kurarız ulu ağaçlarla bir; imara değil kalbimize açılır üzerinde geyiklerin dolandığı çayır çimen.
Göller, nehirler memlekettir bize; sanayileşmemiş fikirlerimize huzur katar denizler.
Hava sahamız gökyüzüdür boydan boya; leyleklerin, flamingoların savaş karşıtı uçuşlar yaptığı.
Bir ayının, bir kaplanın yaşam alanına turizm tesisleri yapılmaz bizim töremizde; sulhu tesis ederiz bir kurdun, bir filin yaşamı yorumlayışındaki durulukta.
Çiçeklerimiz ticari değildir bizim; içimizin rengi, tenimizin kokusudur papatyalar, karanfiller.
Ne menkul değeri vardır korulukların bizim nazarımızda, ne de gayrimenkul. Değer dediğimiz varolmasıdır bir ağacın, börtü böceğin can sağlığıdır.
Kuşların anayurduna kentler kurup bir tutam yeşil alan oluşturmak çevre dostu yapmaz bizi. Toprağa saygıyla, nezaketle bakanız biz; bir kuru otu dahi merhametle duyumsayanız; Buradan gelir işte bizim dostluğumuz, içtenliğimizi buradan alırız.
Sokaklarda, barınaklarda aç sefil yaşayan kediler, köpekler vicdanımızın yarasıdır. Bir parça ekmeği, iki yudum suyu bölüşemeyenler demesin ki “biz insanız”! Bir kediyle eşiz bu dünyada, bir köpek kadar misafiriz ve gocunmak şöyle dursun, gurur duyarız onlarla bir yeryüzünde yaşamaktan.
Dekor değildir hiçbir hayvan, süs değildir hiçbir ağaç. Milli servetlerden de, ticari yorumlardan da çok ötededir doğadaki her bir can. Bizim rezil rüsva dünyamıza tutsak ettik o güzel canları; biz onların dünyasında yaşamalıydık oysa.
Çevre kirliliği dediğimiz insanın kirliliğidir; doğa katliamı dediğimiz insanın katliamıdır. Katili çok tabiat ananın, hırsızı, zalimi çok. Nereye kadar dayanırız, nasıl baş ederiz bilmesek de, biriz biz tabiatla. Kınansak da, yok sayılsak da ahengimiz tabiatın ahengidir; fikrimiz ve sevdamız bu ahengin içindedir her daim.
Sevdamız dağlardan yüce diyebiliyorsak, dağlardadır gönlümüz; denizler kadar engin sevebiliyorsak vefamızdandır tabiat anaya; her türlü metadan, menfaatten ayrı bir sırra erdiğimizdendir fikrimizde
Kendi elleriyle diktiği ağacın büyümesini göremeden ölen bir çocuğun mezarı başından, tabiat ananın, rüzgarlı, yağmurlu, incecik sesiyle söylediği ninniler duyulur her akşam.
Yüreğimizin yazdığı, yüreğimizin inandığı bir masaldır bu küçücük, sızılı masal. Ölüveren körpecik çocuklar kadar can olmak isteriz tabiat anaya. Biliriz ki onun vefası da, fikri de bizden öte, bizden duru ve Hak yapısındadır.
Görmüyor musunuz?
Biz sulhu da, bilgiyi de, vicdanı da doğada bulduk; çığlığımız doğadaki bizin, bizdeki doğanın çığlığıdır.
Duymuyor musunuz?
Yorumlar -
Yorum Yaz