Çocukla iletişimin sır kapısı

Anne Baba Okulu / Çocukla ve yetişkinle iletişimin sır kapısı
Psk.Dr. Yaşar Kuru

• Hani, eskiden pedagoji-medagoji yoktu…diyorlar ya...
- Şunlar ne o zaman:
- “ Çocukla aranıza mesafe koyun”.
- “ Gözden ırak olan, gönülden uzak olur”.
- “ İnsanlarla aranızda bir sınır olsun”.

• Eminim;
- Kulaklarınızı defalarca tırmalamıştır buna benzer “eski dönemlerin” uyarıları.
- Acaba, hiç merak edeniniz oldu mu ki;
- Bu sınır nedir…
- Nerden başlar ve nerede biter…
- Amacı nedir…
* Buna benzer “miras”larımızın adını atasözü koyup, arkasını araştırmadığımız, düştüğümüz halden belli olmuyor mu…

• İlimle irfan birleşince;
- O insandan “lakırdı” zuhur etmez.
- Boş söz çıkmaz.
- Tarihi gökkubbenin altında, bunlara benzer yapılan pedagojik uyarıları, ya biz görmeyiz ya da onlar bizi görmez…

• Günümüzde gündeme sıkça gelen ve konu ile ilgisi olan bilimsel pedagojik uyarılardan en önemlilerinden biri şöyledir:
- “ Çocuğunuzla göz teması kurun”.
- Neden…
- “ Çocuğunuzun boyuna kadar alçalarak, onunla konuşun”.
- Niçin…
- “Amaaan canım bana ne niçininden- nedeninden…yap diyorlarsa yaparız…” diyemiyeceğiniz kadar önemli bir stratejik noktadasınız.

• Çünkü göz, insanın;
- Ruh dünyasının fotoğrafıdır.
- Sevincinin-neşesinin, hüznünün-kahrının, isteklerinin-arzularının dışa vurduğu yansıyan aynasıdır.
- Varın onunla konuşmayın, çene çalmayın…
- Varın sormayın-sorgulamayın…
- Gözlerine bakın…anlarsınız.

• Bu, sadece duygusal iletişim için de değildir.
- Aynı zamanda, sözel iletişimin de “sır” kapısıdır.

• Örneğin;
- Çocuğunuz öbür odadayken mi, ona söyledikleriniz daha etkili oluyor; yoksa, çocuk karşınızdayken mi…

• Çocuğunuzla anlaşabilmeniz;
- Aranızdaki sınır uzadıkça zora girer.
- Tersi de doğrudur:
- Çocukla sizin aranızdaki mesafe, temelli yakınlaşıp “yok” oldukça, sıfırlandıkça da ayni çaresizliği yaşarsınız.

• Tamam da, güzel de, bu sınırın “sınırı” nedir?
- İşte; göz teması konusunda olsun, boy hizası noktasında olsun, cepheden birbirnize yakınlaşma hususu olsun…bunlara benzer pedagojik ilkeler bize şunu göstermektedir:

- “ Gözden ırak olan, gönülden de uzak olur.”
- Yani; o kimsenin gönül tellerinin nağmelerini duyamazsınız.
- Onunla sağlıklı iletişim kuramazsınız.
- Ne zamana kadar…aranızdaki boy ve uzaklık mesafesi uzadığı kadar.

• Şimdi size, beklediğiniz ölçüyü vermek istiyorum:
- Konuştuğunuz çocuğunuzla yada herhangi bir yetişkinle konuşurken;
- Sağlıklı sözel yada ruhsal iletişim gerçekleştirmek istiyorsanız,
- Konuştuğunuz konuda aranızda konsensüs oluşmasını arzu ediyorsanız,
- Aranızdaki mesafenin sınırı;
- Normal konuşma şekliyle, yani yüksek tempolu olmayan, bağırtı içermeyen ifade şeklinizle;
- Sesinizin değil; "nefesinizin" birbirinize ulaşabileceği kadar olmalıdır.

• Bu sınır iki şekilde ihlal edilir:

1- Birbirinize uzaklık mesafeniz “sıfıra” indikçe,
2- Aranızdaki mesafe, sonsuza kadar uzadıkça.

- Söz konusu sonsuzluk; hem, normal şartlar altındaki (NŞA) nefesinizin ulaşamadığı uzaklıktır; hem de gözlerinizin, konuştuğunuz kimseyi göremediği uzaklıktır.

• İşte o zaman; bağırın bağırabildiğiniz kadar,
- Konuşun, avazınızın çıktığı kadar…kim duyacaksa…

* Sonra da bana soru yazın:
- " Hocam, anlatıyorum...söylüyorum...bağırıyorum...yine olmuyor"...diye.
- Yani çocuk sizi; ne aranızdaki uzaklık sıfırlanınca, ne de çocuk göz mesafesinden uzaklaşınca anlayabilir…

yazarın diğer makaleleri