Anne Baba Eğitimi / Çark dönmüyorsa çarkı tersine çevirin
Psk.Dr. Yaşar Kuru

• Bir ailede;
- Çocuğun “tek” anlayanı annesi-babası olursa,
- Bir kadının da “tek” anlayanı eşi olursa,
- O aileye ne psikolog gerekir ne de psikiyatrist…

• Gerek çocukların, gerekse yetişkinlerin;
- Yaşadıkları travmalarının, içine düştükleri dram çukurlarının yegane kaynağı, içinde yaşadıkları evleridir.
- Evlerinde, birlikte var oldukları büyüklü-küçüklü insanlardır.
- Onlara anlatamadıkları yaşanmışlıklarıdır,
- Onlarla paylaşamadıkları gönül yaralarıdır,
- Onlardan saklamak zorunda oldukları kendi hikayelerinidir.

• Sizler;
- Psikologların, terapi uzmanlarının mesleki anlamda ne yaptıklarını zannediyorsunuz…
- Onlar, danışanlarına okuyup üflemiyorlar.
- Sadece; dinliyorlar…dinliyorlar…ve hataları hakkında onlara yol tarifi yapıyorlar.
- Bunu yapmaları için de, sizin hakkınızda tüm detayları bilmeye ihtiyaçları vardır elbette.

• Bir çocuk düşünün ki;
- Kendisinin, bebekliğinden bu yana her türlü hallerini bilen,
- Tabir yerindeyse, “alın yazısını” hem yazan hem okuyan hem de seyreden, izleyen,
- Yaşadığı düzlükleri, düştüğü çukurları, tırmandığı tepeleri…yani; hayallerini ve anılarını; işin başından beri yüzlerce psikologdan ve uzmandan daha net bilen olarak annesi-babası varken, neden çözüm başka yerlerde aranır, bilemiyorum.
- Çocukların, ergenliği atlatana kadarki gelişim dönemlerinde, bu konudaki uzmanların eşiğini, anneler-babalar, aileler aşındırmalıdır, çocuklar değil.

• Bir kadın;
- Evlenene kadar her yer gülistanlıksa,
- Evlilik sürecinde yaşadıkları yüzünden ruhsal sorun yaşıyorsa,
- Onu en iyi terapi edecek olan;
- Onu en iyi bilen,
- Detayları ile tanıyan,
- Merakları ile, hazları ile, saplantıları ile, sıkıntıları ile…genel durumunu en iyi bilen “eşi” dir.
- Kimin uzmana gitmesi lazım;
- Ruh dünyası bozulan kadının mı yoksa; onu terapi etmek için neler yapması, ona nasıl davranması gerektiğini öğrenmesi gereken eşinin mi…
- Elbette eşinin…
- Çünkü; kendisine onlarca soru sormadan, onu her hali ile tanıyan biri olduğu için.

• Ama, tam tersi oluyor maalesef…kadın ya da erkek, yani huzursuz olan, gidip durumuna çözüm arıyor…
- Bu nedenle; konu ile ilgili eşlerin çıkış yolu, ruhsal dinginliğe kavuşmalarının yöntemi, bu konuda parmağı olanların terapi görmelerindedir.
- Eşler;
- Birbirleri ile anlaşabildikleri kadar, uzlaşabildikleri oranda, sağlıklı bir iletişim ve “etkileşim” yolu keşfedebildikleri oranda, ruhsal sağlıkları “garanti” altında sayılır.

• Öte yandan;
- Çocukları ile sorunlar yaşayan ebeveynlerin de kurtuluşu, çocukları ile seviyeli bir etkileşim kurmalarındadır.
• Bu konuda, doğru söylediğime şu açıdan inanıyorum:
- Bundan yaklaşık 10 yıl önce, 350 sayfalık bir kitap yazmıştım.
- Adı: “Alternatif Aile Hekimliği” dir.
• Orada çizdiğim strateji şuydu:
- Günümüzde, insanlar; hastalandıkları için doktora gidiyor.
- Bunun için de hastalıklar çoğalıyor.
- Şayet; “sistem” gereği insanların, hastalanmadan önce doktora gitmeleri “mecburi” olursa, hastalıklar en kısa zamanda tarihin çöplüğünde yerlerini alacaklardır.

• Çünkü;
- Doktorlar;bugün, hastalanan insan sayısına göre para kazanıyorlar. Bu konuda onlar son derece masumdur. Zira sistem onu gerektiriyor.
- Eğer; doktorlara, hastalıklı insan sayısına göre değil de, sağlıklı insan sayısına göre yüksek maaş verilmiş olsa, bilimin ve bilime ulaşımın son derece yaygın ve kolay olduğu bu çağda, kısa zaman zarfında insanların hastalanmaları sona erecektir…
• Yani, çarkın “tersine” dönmesi lazımdır.

- İşte; eşler ve çocuklar arasında, genellikle aile ortamı ile derin ilişkisi bulunan ruhsal olayların azalması ve gittikçe yok olması da, ailedeki ruhsal açıdan sağlığı yerinde olanların terapi almasına bağlıdır.

anne baba eğitimi ana sayfa

yazarın diğer makaleleri