ÖZGÜVEN MATEMATİK ÖĞRENMEYİ KOLAYLAŞTIRIR MI?
Öğrencinin performansını etkileyen faktörlerin başında öğrenme motivasyonu gelir. Öğrenmenin tüm alanlarında olduğu gibi matematik dersinde de çocuğun içsel başarı isteği öğrenmenin sağlanmasında önemlidir. Öğrencinin öğrenme konusundaki özgüveni ne kadar yüksek olursa zorluklar karşısındaki dayanıklılığı, sabrı ve direnci de o kadar yüksek olacaktır...
EBEVEYN TUTUMLARI ÖĞRENCİ MOTİVASYONUNUN BELİRLEYİCİSİDİR!
Anne babanın matematiğe dair tutum ve inançlarının çocuğun da derse karşı tutumunu ve motivasyonunu etkiler.
Çoğumuz anne babanın matematiğe dair tutum ve inançlarının çocuğun da matematiğe karşı tutumunu etkileyeceğini biliriz. Matematiğin zor bir ders olduğuna, başarmanın zor olduğuna inanan ve bunu çocuğuna da aktaran aileler çocuklarının matematik performanslarını etkilerler. Böyle ebeveynlerin çocukları ders karşısında daha kaygılı, daha ürkektir. Çoğunlukla bu kaygı çocukların matematik performanslarının düşmesine, çocuğun derse karşı daha ilgisiz olmasına ve başarısızlığı önceden kabul etmesine neden olabilir.
Tam tersine matematiği günlük hayatlarının içine almış, bu dersin eğlenceli ve ilginç olduğuna inanan ailelerde büyüyen çocukların başarılı olma olasılığı ise daha yüksektir. Böyle çocuklar dersle ilgili bir başarısızlık karşısında çaba göstermeye daha yatkındırlar.
ÖĞRETMENLERİN MATEMATİK DERSİNE DAİR TUTUM VE İNANÇLARI ÖĞRENCİ PERFORMANSINI NASIL ETKİLER?
Bu soru, daha önce fazla tartışılmamış ve araştırılmamış bir konuydu. Biz de buradan yola çıkarak, öğretmenlerin matematiğe dair inançlarının sınıf içi tutumlarını nasıl şekillendirdiği ve bu tutumun öğrenci performansı üzerindeki etkisini ölçen bir araştırma gerçekleştirdik.
ÖĞRETMEN ÖNYARGISI ÖĞRENCİYİ NASIL ETKİLER?
Bazı akademisyenler üniversitede belirli alanların diğerlerinden daha fazla zeka istediğine inanırlar. Peki, buna benzer bir inanç görevi öğrencilerin ayrım olmaksızın öğrenme becerilerinin geliştirilmesi olan ilkokul öğretmenleri arasında da yaygın mıdır? Onlar da belirli derslerde –özellikle matematikte- başarının zeka ile bağlantılı olduğuna inanır ve bu doğrultuda öğrencilere karşı tutumlarını değiştirirler mi?
Hipotezimiz matematik başarısında zekanın temel faktör olduğuna inanan öğretmenlerin sınıflarında, düşük başarı gösteren öğrencilerin yeterli destek alamayacağıydı. Bu inanışa sahip olan öğretmenlerin sınıflarında, sınavlardan düşük not olan öğrenciler matematik öğrenmek için yeterince zeki olmadıklarına inanıyor ve dersten kopuyor olabilirlerdi. Daha önemlisi bu inancın bir ömür boyu çocukları etkileyecek olmasıydı.
MATEMATİK DERSİNDE ÇALIŞAN MI YOKSA ZEKİ OLAN MI BAŞARILI OLUR?
Hipotezimizi Almanya’da 800 ilkokulda ve bu okullarda çalışan öğretmenler üstünde test ederek geniş kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdik. Araştırma sonuçları şunu gösterdi:
Öğretmenin ‘matematik dersinde çalışan, doğru yönlendirilen çocuk başarır’ inancı yerine ‘sadece zeki olanlar matematikte başarılı olur’ inancı ne kadar güçlüyse, sınıftaki düşük performanslı öğrencilerin motivasyonu ve başarılı olacaklarına dair inançları da o kadar düşük oluyordu. Çalışma bize şunları gösterdi:
İlkokul öğretmenlerinin de zekanın matematik dersinde başarılı olmada –örneğin sosyal bilgiler dersine göre- çok daha önemli olduğuna inandıklarını gördük. Daha önemlisi araştırma sonuçlarımız, öğretmenlerin zekaya verdikleri önemle düşük performanslı öğrencilerin matematik dersine gösterdikleri motivasyon arasında negatif bir ilişki olduğunu kanıtlıyordu. Bu negatif ilişkiden etkilenenler, toplam öğrencilerin %30’a yakınını oluşturuyordu.
Bir başka deyişle öğretmen matematik dersinde başarılı olmak için zekanın önemine ne kadar çok inanırsa, düşük notlar alan öğrenciler matematik çalışmaya, ödevlerini yapmaya ya da dersi dinlemeye o kadar az istekli oluyorlardı.
Matematik dersindeki başarısı ortalama ölçülerde ya da ortalamanın üstünde olanlar öğrenciler öğretmenlerinin yargılayıcı inançlarından fazla etkilenmiyorlardı.
Bu gruptaki öğrenciler kendi yeterliliklerini zayıf öğrencilere göre daha az sorguluyorlar ve öğretmen desteğine daha az ihtiyaç duyuyorlardı.
Özet olarak, bulgularımız bize öğretmenlerin matematik dersinde başarılı olmaya dair inançlarının –en az aileler kadar- öğrencilerin performanslarını etkilediğini ortaya koydu.
Bu doğrultuda öğretmenlerin ders içindeki önyargısız, paylaşımcı ve yapıcı tutumunun; performansı ne olursa olsun tüm öğrencilerin katılımını sağlayacak öğrenme uygulamalarının öneminin altını çizmek isteriz. Bu katılımcı uygulamalar ve destek özellikle de düşük performans gösteren öğrencilerin başarısını yükseltecek ve büyük olasılıkla eğitim hayatlarında olumluya doğru çok büyük bir değişim yaratacaktır.
Kaynak: Anke Heyder‘in bold.expert’te yayınlanmış olan ‘How family and teachers‘ beliefs matter for students‘ motivation in math’ adlı makalesinden Ayşe Kaymaz tarafından uyarlanmıştır.
ALINTI YAPTIĞIMIZ KAYNAK: egitimkolektifi.com/ogretmen-ve-ailelerin-inanclari-ogrencilerin-matematik-basarisini-nasil-etkiler/
İNANMANIN BAŞARIYA OLUMLU VE OLUMSUZ ETKİSİ!
Matematik kesinlikle özel bir zeka ve yetenek istemez