matematikkafe.com
Hani Nerede Müslüman ve Türk Matematikçiler
Ne zaman matematikten söz açılsa biraz da ezilmişlik duygusunda olacak tarihteki en önemli Matematikçilerin Müslüman veya Türk kökenli olduğundan başlarız lafa.
Evet, tarihimiz ve atalarımızla gurur duymaya ve övünmeye bir şey demeyeceğim ama bu övünme sınırlarını aşınca kuru bir avuntudan öteye geçmemeye başlıyor.
Hani adamın bir ‘’Ben Halep’te iken şu kadar arşın atlıyordum.’’ diye sık sık övünmeye başlıyormuş. Birisi de bir gün sabrı iyice taşmış ve ‘’Be adam, Halep orada ise arşın burada, gel atla bakalım.’’ demiş.
Bizim yaptığımızın bir benzerini de İslam’dan önce Cahilliye Arapları yaparmış. Siz daha üstünsünüz, biz daha üstünüz; siz daha çoksunuz biz daha çoğuz diye tartışıp dururlarmış. Daha sonra iş iyice kızışır dirileri saydıktan sonra sıra mezardaki ölüleri saymaya kadar uzarmış.
Bunları niye anlatıyorum? Bana ait fotoğraf köşesinde paylaştığım ‘’Matematikte Ve Eğitimde Çözüm: Anadolu Açılımı’’ afişini gören bir arkadaş. ’’Hocam, bu afişe Mimar Sinan, Mevlana, Yunus, Nasrettin Hoca’nın resimlerini koymuşsun. Bildiğime göre bunlar matematikçi filan değil. Onların yerine tarihte yetiştirdiğimiz ‘’Müslüman Türk Matematikçiler’’in resimlerini koyman daha doğru olmaz mıydı?’’ diye sordu.
Ben de biraz da heyecanlı bir şekilde ‘’Ömrümüzü onlarla övünmekle tükettik. Onlar zamanında görevlerini yaptı. Biz onların torunları değil miyiz, yoksa onların nesilleri mi tükendi? İyi bak o dört şahsiyete, o Müslüman matematikçileri yetiştiren sistemin bahçıvanları bunlardı. Bunlar gitti, matematikçiler bitti.
Biz eğitimde bu değerlerimizin felsefelerinden faydalanarak dünya çapında yeni matematikçiler yetiştireceğiz ve onların torunları olarak görevimizi yerine getireceğiz. O zaman buraya onların resimlerini asacağız’’ dedim.
Necip GÜVEN - Eskişehir
FATİHLER BEKLİYORSAK, BİZ EĞİTİMCİLER DE AKŞEMSEDDİNLER OLMALIYIZ!
Öğretmeni öğrencisine: ”Fatih senin yaşındayken İstanbul’u fethetti. Sen hala yaramazlık peşindesin.” demiş. Öğrenci de öğretmenine şu ibretli cevabı vemiş. ''Ama hocam, onun hocası da Akşemsettin’di.''