Matematik tüm derslerle barış masasına oturdu!
Hepimizin de çok iyi bildiğimiz gibi önceki yıllarda bilimin gelişmesine katkılarından dolayı el üstünde tutulan matematik dersi daha sonraki yıllarda kendini büyük görme hastalığı yüzünden bilim adamlarınca çocuk gelişiminde önemi ortaya konmuş olan resim, müzik, beden eğitimi ve edebiyat derslerini küçük görerek ``Siz de kendinizi dersten mi sayıyorsunuz? En önemli ders benim. Ben bütün bilimlerin kraliçesiyim. Benim size ihtiyacım yok, siz olmadan da kendimi öğrencilere sevdiririm.`` diyerek bu dersleri küstürmüştü.
Hatta velileri ve eğitimcileri de buna ikna ederek ``O dersleri boş verin, en önemli ders benim. O dersler, hiç te önemli dersler değil, o dersler için ayrılan zamanı da bana tahsis edin.`` demiş ve bir çoğunu da ikna etmişti.
Fakat matematik dersi son yıllarda yaşadığı büyük başarısızlıklar ve hayal kırıklıkları yüzünden öğrencilerin bir numaralı düşmanı haline gelmişti. Zaten önceki yıllarda toplumda çok zor bir ders olduğu söylentisinin üzerine yapılan araştırmalar sonucunda ``Toplumda en sevilmeyen ders`` olarak ta tesçil edilmesi matematik dersi üzerinde adeta şok etkisi yaptı.
Matematik dersi bir taraftan o eski muhteşem günleri yad ederken bir taraftan da ``Ben nerede hata yaptım, neden her geçen gün toplumdaki sevgim azalıyor.`` diye kara kara düşünürken bir gün ``Matematiği Sevdiren Adam``la tanıştı. Ona ``Hocam, siz bu toplum içinde yıllardır öğrenci ve öğretmen olarak yer aldınız. Ben kötü bir ders miyim ki öğrenciler benden korkuyor ve nefret ediyor.`` diye dert yandı.
Matematiği Sevdiren Adam: -- Aslında kötü bir ders değilsin fakat geçen yıllarda çok önemli yanlışlar yaptın.
Matematik: -- Ne gibi?
Matematiği Sevdiren Adam: -- Biraz burnun büyüdü, eğitim bir bütün olduğu halde kendini diğer derslerden büyük gördün. Onlarla arana mesafe koydun.
Matematik: -- Büyük değil miyim yani?
Matematiği Sevdiren Adam: -- Büyüksün ama bu senin diğer dersleri yok saymanı gerektirmez. Programa konan her dersin program içinde bir fonksiyonu vardı. Ama sen hep "Rabbena, hep bana" dedin ve diğer derslerin vakitlerini gasp ederek onların haklarını çiğnedin.
Matematik: -- Haksız mıyım yani?
Matematiği Sevdiren Adam: -- Evet, tamemen haksızsın. Çünkü bal bildiğin gibi tatlı ve şifalı bir besindir. Ama sana her gün her gün bal yedirsem ne yaparsın?
Matematik: -- Nefret ederim tabii.
Matematiği Sevdiren Adam: - Gördün mü, ölçüyü kaçırırsan baldan da, matematikten de nefret edilir.
Matematik: -- Sen çocukların neden benden nefret ettiğini nereden biliyorsun?
Matematiği Sevdiren Adam: - Tecrübe ve internetten yaptığım araştırmalarımdan biliyorum.
Matematik: -- Benim için çocuklar ne diyorlar?
Matematiği Sevdiren Adam: -- Baş belası ve hırsız!
Matematik: --- Yaaaaaa!.... Baş belasını anladım da hırsızlık ta nereden çıktı?
Matematiği Sevdiren Adam: -- Sen yıllarca en önemli bir dersim demedin mi?
Matematik: -- Dedim.
Matematiği Sevdiren Adam: -- Edebiyat, resim, müzik, beden eğitimi dersleri de kim oluyormuş demedin mi?
Matematik: -- Dedim.
Matematiği Sevdiren Adam:- O derslerin yapılacağı ders saatlerini de gasp etmedin mi?
Matematik: -- Ettim ama ben her şeyi çocukların iyiliği için yaptım. Şimdi ben çocuklara iyilik yapacağım derken kötülük mü yaptım? O yüzden mi bana çok kızıyorlar? Onun için mi bana hırsız ders diyorlar?
Matematiği Sevdiren Adam: -- Evet bay Matematik, hem çocuklara kötülük yaptın, hem de toplum içinde kendi itibarını düşürdün.
Matematik: -- Şimdi ben çocuklarla tekrar barışıp kendimi sevdiremez miyim?
Matematiği Sevdiren Adam: -- Çok zor ama önce küstürdüğün derslerin gönlünü alman lazım. Eğer o derslerle barışırsan o dersler de senin çocuklarla tekrar barışmana yardımcı olurlar.
Matematik: -- Ama, ama .....
Matematiği Sevdiren Adam: --Aması, maması yok. Sen önce çocuklarla barışmak istiyor musun, istemiyor musun?
Matematik: -- İstiyorum, çok istiyorum. Çünkü çocukları seviyorum ve çok özledim. Matematiği Sevdiren Adam, sevgisizlik, gariplik, yalnızlık çok zor be!
Matematiği Sevdiren Adam: -- Umarım aklın başına gelmiştir!
Matematik: -- Geldi, geldi!..
Matematiği Sevdiren Adam: --- Aynı hataları tekrar etmek yok.
Matematik: -- Söz veriyorum, yok, yok.
Matematiği Sevdiren Adam: -- Haydi öyleyse gidelim.
Matematik: -- Nereye?
Matematiği Sevdiren Adam: -- Küstürdüğün derslerle tekrar barışmaya ...
Matematik: -- Beni nasıl karşılarlar acaba?
Matematiği Sevdiren Adam: -- Önce biraz nazlanırlar, sonra araya ben de girerim zorda olsa ikna ederiz diye düşünüyorum. Önce Müzik dersinle başlayalım. Eğer Müzik dersini ikna edersek diğer derslerin yanına çalgılarla, şarkılarla türkülerle gideriz. Onları ikna etmemiz daha da kolaylaşır. Daha sonra Edebiyat, Resim ve Beden Eğitimi derslerine gideriz.
Matematik: -- Yaşasın, yaşasın, çok mutluyum, çok mutluyum, çok teşekkür ederim Matematiği Sevdiren Adam.
Matematiği Sevdiren Adam: -- Dur biraz sakin ol. Haydi hemen Müzik dersinin yanına gidelim.
Necip GÜVEN Eskişehir