matematikkafe.com / MATEMATİK TÜM DERSLERLE BARIŞ MASASINA OTURDU! /
MATEMATİK, RESİM DERSİ İLE BARIŞTI (1)
Bu gün 25 Temmuz 2008 Saat 08.00 Matematiği Sevdiren Adam`ın kapısı çalınır. Kapıda Matematik Dersi vardır.
Matematiği Sevdiren Adam: -- Hayrola Matematik, bu erken saatte ne işin var?
M-- Hocam, seninle tanıştıktan sonra içimde fırtınalar kopuyor. Bu zamana kadar yaptığım hatalardan dolayı vicdan azabı duyuyorum. Geceleri kâbuslarla uyanıyorum. Her gece çocuklar ve gençler etrafımı sarıyorlar. ``Senin yüzünden, senin yüzünden, öğrenci olarak çektiğimiz acılar senin yüzünden!`` diyerek çığlıklar atıyorlar.
MSA-- Sakin ol, sakin ol! Hayatta hangimiz hata yapmadık ki? En büyük hata, hata yaptığını kabullenmemektir. Ama sen hatanı anladın ve döndün. Artık o günler geride kaldı. Bundan sonra geçmişten çıkardığımız derslerle eski defterleri dürüp önümüze yeni bir sayfa açacağız. Tüm dersleri, çocukları ve gençleri de yanımıza alıp dünya çapında projelere imza atacağız.
M-- Hocam, önyargıları yıkmak zordur, hem siz bu zamana kadar önemli bir başarısı olmayan, sıradan okullarda okumuş sıradan bir öğretmensiniz. Size kulak asmazlarsa ne yapacaksınız? Projelerinizi halka kabul ettirebilecek misiniz?
MSA-- Kafana takma, ben senin aklına gelen soruların cevabını bulduğum için çok rahatım. Her şey yavaş yavaş yoluna girecek. Bak, kafana takılan o soruların cevabını bulamasaydım bu kadar rahat ve kendinden emin olabilir miydim?
M-- Hocam, o soruların cevabını nereden buldunuz, Bizimle paylaşır mısınız?
MSA-- Sorduğun soruların cevabını A.B.D Devlet Başkanı Abraham Lincoln`ün hayatında ve bazı sözlerinde buldum. Önce Abraham Lincoln’ın hayatına kısaca bir göz atalım.
*Yoksul bir ailede dünyaya geldi. Anne babası okuma yazma bilmezdi.
*10 yaşında annesini kaybetti. Tarlada ırgatlık, bakkalda çıraklık yaptı.
* 21 yaşında işini kaybetti.
*Bocalama dönemi başladı. 24 yaşında tekrar işinden oldu.
* 25 yaşında dört çocuğundan üçü vefat etti.
*27 yaşında ruhsal bunalıma girdi.
*34 yaşında kongre seçimlerini yine kaybetti.
*36 yaşında kongre seçimlerini yine kaybetti.
*38 yaşında eyalet seçimini kaybetti.
*45 yaşında senato seçimlerini kaybetti.
*47 yaşında başkanlık seçimlerini kaybetti.
*49 yaşında tekrar senato seçimlerini kaybetti.
*52 yaşında ABD’ye başkan seçildi.
Eğer sıkıntılar kaçınılmazsa oturup ağlamanın hiçbir faydası yoktur. Evet, acı ve ızdıraplar karşısında Abraham Lincoln’ün de ağladığı anlar olmuştur. Hatta, hayatın çekilemeyecek hale geldiği durumlarda, akşam yağmur altında, ağaçlar ve çalılar arasındaki tozlu patika yollarda gezinmeyi çok severmiş, gözü yaşlı olduğu anlarda içini böyle atarmış ama sonra bıkmaz, inat edermiş, ısrarlı olurmuş.
Bir gün kaldırımsız, tozlu topraklı sokaklarda bir başına düşünceli düşünceli yürür. Tam bu sırada ayağı kayar, çamurun içine yuvarlanacakken, son anda kurtulur. Kendi kendine ‘Tökezledim, fakat düşmedim!’ der.
Evet ‘Tökezledim fakat düşmedim.’ Bu cümle beyninde şimşek gibi çakar. Onun ayağı kaymıştı ama düşmemişti. ’Mücadeleye devam!’ demiş.
Gelelim bana; önce benim sıradan bir öğretmen olduğum gerçeğine A.Lincoln ``Dünyanın büyük adamları, okullarında en büyük öğrenci değillerdi. Dünyanın en büyük okullarını bitirenler de her zaman büyük adam olmamışlardır.`` der.
Gelelim fikirlerimi kabul ettirme konusuna .... O konuda kulak tıkayanlara da ve olumsuz propaganda yapanlara Lincoln şöyle seslenir: ``Herkesi bir defa, bazılarını her zaman ama herkesi her zaman aldatamazsınız.``
Lincoln, eleştirenler için de şu ölçüyü koyar: ``Eğer karşındaki kişiye bütün kalbin ve yeteneklerinle yardımı kabul edebiliyorsan, işte o zaman eleştirebilirsin. Bu olumlu eleştiridir.``
M-- Hocam, ne kadar güzel sözler bayıldım vallahi! Bu adamın başka sözleri var mı? Bir kaç tane daha rica ediyorum.
MSA-- Tamam, tamam! Şu sözler de onun.
*Konuşması gereken yerde susan kişi korkaktır.
* Hatadan korkan bir insan hiçbir şey yapamaz.
Benim hayat tecrübeme göre hiç kusuru olmayan insanların hiç erdemleri yoktur. Çalışacağım ve kendimi hazırlayacağım ve bir gün şans kapımı çalacak.
M-- Teşekkür ederim hocam, şimdi çok rahatladım. Demek ki Orhan GENCEBAY`ın şarkısında dediği gibi ``Hatasız Kul`` yokmuş. Şimdi gelelim barışma konusuna. Bu gün hangi dersle barışacağız?
MSA-- Bu gün Resim dersini ziyaret edeceğiz.
M-- Haydi gidelim!
MSA-- Dur bakalım!
M-- Ne var Hocam!
MSA-- Önce sana Resim dersinin marifetlerini anlatayım.
M-- Resim dersinin marifetleri mi de var?
MSA—Tabii var, ne zannettin ya?
M-- Anlat, anlat, dinliyorum.
MSA-- Kahvaltı hazır önce bir kahvaltımızı yapalım.
KAHVALTI MOLASI VE BİRİNCİ BÖLÜMÜN SONU!
Necip GÜVEN
Eskişehir