matematikkafe.com / BİR ÖĞRETMENİMİZ VARDI! (4)
BU NASIL ÖĞRETMEN!
MATEMATİK DERSİNİ ÇOK SEVİYORDUM!
Ortaokul son sınıftayım. Matematik dersini çok seviyordum. Bizim okula yeni bir matematik öğretmeni atanmıştı. Öğretmen gayet başarılı ve etkili dersini anlatıyor ve biz de zevkle dinliyorduk. Gittikçe hocayı ve matematik dersini daha çok sevmeye başlıyordum. 3.sınıfın II.döneminde matematik dersinden son yazılı oluyorduk. Ben arka sıralardan birinde oturuyordum. Öğretmen sınav sorularını, tahtaya yazıyor ve biz de yazılı kağıtlarımıza geçiriyorduk.
Fakat hocanın el yazısını tahtadan okuyamıyordum. Son soru tahtaya fazla sığmamış, öğretmen de kısa cümlelerle ve küçük harflerle soruyu tahtanın en alt tarafına yazmıştı. Sınıfta bazı arkadaşlar tahtadaki soruların okunmadığından şikayet edince öğretmen de sorulardan bir kaçını okudu. Fakat son soruyu okumadı. Ve ben de "son soruyu tekrar eder misiniz" dedim.
Öğretmen döndü, bana doğru hızla geldi ve iki eliyle kafamı tokatladı. Ne olduğunu anlayamadım. Bir eliyle başıma vuruyor diğer eliyle sağ kulağımı çekiyordu. Fakat ben hocanın bu şiddetli harekete son vermesini bekliyordum. Kulaklarım zangırdıyor, başım ağrıyor, gözlerimden yaşlar akıyordu. Sınıftaki arkadaşlarım şaşkın bakışlarla bana bakıyordu. Ne olduğunu anlamamışlardı.
Öğretmen sınıfa döndü ve klasik sınav talimatı vermeye başladı. 15 dk. kendime gelemedim. Ellerimin titremesinden kalemi tutamıyordum. Ve sorulara konsantre olamıyordum. Halbuki sorulara ilk baktığımda bana çok kolay gelmişti hemen hepsinin cevabını çok rahat bir şekilde yapabiliyordum. Ama bir türlü cevap kağıdına bir şey yazamadım. Boş kağıt verdim ve çıktım...
Sınav sonuçları açıklandı ortalamam 2 düşmüş yani dersten geçtim ama bunun yüzünden "TAKTIR BELGESI" alamadım. Ortaokulu bitirdim liseye başladım. Lise 1. sınıfta iken okulumuzda eğitsel kol çalışmaları yapılıyordu. Ve ben de kütüphane kolu başkanı seçildim. Bir gün felsefe hocamiz elinde bir koli ile geldi. Kütüphaneye götürdü. Sonra benden bu kolideki kitapları raflara yerleştirmemi istedi. Kolideki kitapların içinden "BİLGİSAYARA GİRİŞ" isimli kitap gözüme çarptı kitabin yazarına baktim. Benim ortaokul son sınıftaki matematik öğretmenimin ismi vardi: ISMAIL ............
O öğretmenden o kadar nefret ediyordum ki; bu kitabi aldım ve direk kalorifer dairesine indim. Ve cebimdeki kibrit kutusunu çıkardım, kitabı yakmaya başladım. Kitabın her sayfası yandıkça sanki o öğretmenden intikamımı alıyordum ve zevk alıyor, seviniyordum.
(*) Özcan Özden