• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/annebabaokulu
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905327001004
  • https://www.instagram.com/matematikkafe
TRANSLATE
DESTEK OL
ÜYELİK GİRİŞİ
REKLAM ALANI-1

MATEMATİK DÜNYASI
EĞLENCELİ MATEMATİK
OKUL BAŞARISI
PSİKOLOJİ
SİTE HARİTASI
ZİYARET BİLGİLERİ
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam826
Toplam Ziyaret2630235

Bizi düşünce kalıplarımız sınırlıyor

29/09/2021

dusunce-kaliplari


BİZİ DÜŞÜNCE KALIPLARIMIZ SINIRLIYOR! 


2000 yılında Türkiye’de Dünya Kupası maçlarının heyecanının yaşandığı yaz ben de kitap çalışmasının heyecanını yaşıyordum. O yaz İstanbul’a gittiğimde bazı eğitim dergilerine projelerimi anlattım. Bu dergilerden birisinin editörü beni ilgi ile dinledi. Ve bana dergilerinin matematik bölümü sorumlusunun telefon numarasını verdi.


Ben de Eskişehir’e gelince bu arkadaşa telefon açtım. Matematik öğretmeni genç ve iyi niyetli bir arkadaştı. Projelerimi anlattıkça anlattıklarımın bir çoğuna iyi niyetle itiraz ediyordu. Ben de her itirazında gerekli açıklamalarda bulundukça sözlerine hep ‘’Anlattıklarınız da çok mantıklı geliyor ama…’’ diye devam ediyordu. Çünkü öğretmen arkadaşın kafasında toplumumuzda çok yaygın olan sınırlayıcı düşünce kalıpları vardı.

Ortaokuldan oğlumun okuduğu liseye tayin olan matematik öğretmeni, öğretmenler odasında harıl harıl lise matematik dersi formüllerine çalışıyordu. Hocam ne yapıyorsun dedim. Ortaokulda çalıştığım için lise matematik formüllerini ezberliyorum dedi. Ben de, hocam benim bildiğim formülleri ezberlemek yanlıştır dedim. O ise doğru, ben yanlış diye ısrar ediyorduk. Genç matematik hocası maalesef, ''Hocam, söylediğiniz kendi düşünceniz mi, yoksa beni ikna edecek bir deliliniz var mı" diye sormadı.

Bu sözlerim bir eleştiri veya bir serzeniş değildir. Çünkü ben de yıllarca buna benzer düşünce kalıpları yüzünden çok acılar çekmiştim. Allah’a şükür bu gün bunların bir çoğundan kurtuldum. Fakat az da olsa kırıntıları var. İnşaallah kısa zamanda onlardan da kurtulacağım.

Bu bakış açısı yalnız bu arkadaşa mahsus değildi. En yakın arkadaşlarım, yakın dostlarım da buna yakın düşünüyordu. En az itiraz velilerden ve öğrencilerden geliyordu. Hatta anlattıklarım birçok veli ve öğrencilerinin gözlerinin parlamasına neden oluyordu. Herhalde onlar bu düşünce kalıpları ile tamamen kuşatılmamıştı.

Yeni fikirlere açık olma bakımından en çok takdir ettiğim insanlardan biri, 1999-2000 yılları arasında Eskişehir'de vali yardımcılığı yapan Gökhan Veli Kişioğlu'dur. Gökhan Bey ile bir kitapçıda tanıştık. Beni valiliğe davet etti. O tarihten sonra okul çıkışı soluğu vilayette alıyordum. Sohbetlerimiz en çok eğitim konusunda oluyordu. Gökhan Bey, İlk, orta, lise ve öğretmen okulunu takiben İstanbul Çapa Enstitüsü'nü bitirdi. Gökhan Veli Kişioğlu Mardin ve İzmir Kınık İlk Öğretmen Okulları'nda bir süre öğretmenlik ve yöneticilik görevlerini sürdürmüş. Yani kaymakamlık sınavını kazanmadan önce asıl mesleği eğitimcilik olan biri. Bazen eğitim konusunda fikirlerimiz çatıştığında, fikrimi açıklamamı isterdi. Açıklamamdan tatmin olmuşsa, her zaman ki tebessümlü yüzüyle ''Haklısın Necip Hocam.'' derdi. Pekala ''Sen bir varoş öğretmenisin, bana nasıl eğitim konusunda akıl veriyorsun.'' diyebilirdi ama hiç bir zaman böyle davranmadı.

Ama o aydın bir insandı. Aynen Cenap Şahabettin gibi, “Niçin mi fikir değiştiriyorum; çünkü ben fikirlerimin sahibiyim, kölesi değil.” diyordu. İkna edilmek şartıyla her fikre açık bir insandı. Aslında birikim ve tecrübe olarak benden katbekat üstün olduğu halde, orjinal ve farklı her yeni düşünceye açık, aydın bir insandı.

Fikrimi kabul etmeyip itiraz eden insanların beni en çok üzen yönü, ‘’Gel hocam Halep ordaysa arşın burda. Gel hiç olmazsa iddialarından bir kaçını bize ispat et.’’ dememesidir. Yeni fikirleri sorgulamadan reddersek kendimizi nasıl yenileyip gelişebiliriz.

Toplumumuzda bir çok yetenekli insanı bu sınırlar ayaklarına bağlanan demir ağırlıklar gibi engelleyip duruyor. Eğer bu kişiler bir de eğitimci olursa sonuçları daha acı olur. Çünkü, kendini geliştirmeyen eğitimciler öğrencilerini de geliştiremez. Belki öğrencilerine faydalı olmak için çok çırpınırar ama zamanın ruhunu yakalayamadıkları için bekledikleri başarılı sonuçları da alamazlar.

Eğer bizi sınırlarayan yanlış düşüncelerin farkına varıp bunlardan bir bir kurtulursak, öğrencilerimizle birlikte ağırlıklarından kurtulan balonlar gibi yükselmeye başlarız.

NECİP GÜVEN

 
 
203 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın