• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/annebabaokulu
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905327001004
  • https://www.instagram.com/matematikkafe
TRANSLATE
DESTEK OL
ÜYELİK GİRİŞİ
REKLAM ALANI-1

MATEMATİK DÜNYASI
EĞLENCELİ MATEMATİK
OKUL BAŞARISI
PSİKOLOJİ
SİTE HARİTASI
ZİYARET BİLGİLERİ
Aktif Ziyaretçi39
Bugün Toplam431
Toplam Ziyaret2629840

Matematik fobisi veya hobisi!

14/01/2022

matematik fobisi

 

Matematik fobisi veya hobisi!


Matematik, öğrenciler açısından tam bir 'fobi' niteliğinde. Rakamlar ve formülleri korku filminden çıkmış gibi izleyen çoğu öğrenci birçok sınavda aslında çok basit olan 4 işlemi bile yapamıyor. Peki matematiğin 'kâbus' haline gelmesine hangi önyargılar yol açıyor?

Öğrencilerin geçmişten günümüze matematik dersinde zorlandıkları inkâr edilemez bir gerçek. Acaba matematik gerçekten başarılı olmanın imkânsız olduğu bir ders mi? Kesinlikle değil. Her insanın farklı ilgi alanları ve farklı yetenekleri vardır. Bir öğrencinin matematiğe karşı ilgisi ve yeteneği fazla olmayabilir, sosyal alanlara, yabancı bir dile, spora veya müziğe karşı daha yetenekli olabilir mesela. Fakat bütün bunlar matematiğin hiç olmazsa belli bir oranda başarılamayacağı anlamına gelmiyor.
 
Ülkemizde maalesef matematiğe karşı önyargılarımız bir hayli fazla. İsterseniz bu önyargıları ve önyargılarımızın gerçeklik düzeyini kontrol edelim:
 
MATEMATİK DERSİ ZOR BİR DERSTİR!

Matematik dersi acaba gerçekten zor mu yoksa biz mi zorlaştırıyoruz? Genellikle matematik dersinde anlatılan konular o an sınıfın büyük çoğunluğu tarafından anlaşılır. Öğretmen konunun anlaşılıp anlaşılmadığını test etmek amacıyla sınıfa sorular sorar, sınıftaki birçok öğrenci bu soruları cevaplar. Fakat ne olursa bundan sonra olur. Ders biter, kitap ve defterler kaldırılır, bir daha ancak gelecek haftaki derste yeniden açılır. Öğrenildiği 'sanılan' bilgi de tekrar edilmediği için bir hafta içinde kolayca unutulur. Öğrenci öğrendiğini sandığı konuların bir haftalık süre içinde unutulduğunu görünce hayal kırıklığı yaşar. Bu da 'matematik zordur!' önyargısının oluşmasına neden olur.

ÇALIŞSAK DA BAŞARILI OLAMAYIZ!

Birçok öğrenci, derslere sınavlardan bir iki gün öncesinden başlayıp yüksek bir tempoyla geceli gündüzlü çalışır. Fakat bu haftalardan beri yığılmış konuları kavramaya yetmez. Hele bu ders sistemli ve planlı çalışmayı gerektiren matematik dersi olunca, son iki üç günlük çalışmamız bizi maalesef sonuca ulaştırmaz. Yapılan diğer bir yanlışlık da matematik dersine kalem oynatmadan yani problemleri yazarak çözmeden çalışmaktır. Problemlerin çözüm yollarının kavranılmasında ve işlem çözme hızının artırılmasında yazarak çalışmak son derece önemlidir.

SADECE ÇOK ZEKİLER BAŞARABİLİR!

Tabii ki matematiğe ilgi ve yeteneği olan öğrenciler, matematiğe ilgisi ve yeteneği daha az olanlardan biraz daha başarılı olabilir; fakat başta da belirttiğim gibi matematiğe çok fazla ilgi ve yeteneğiniz olmasa da sistemli ve düzenli çalışmak sizi de başarıya ulaştıracaktır.

MATEMATİK DERSİ SIKICIDIR!

Bulmaca çözmek sıkıcı mıdır? Eğer bulmacadaki soruları cevaplayabiliyorsanız gayet eğlencelidir. Normalde matematik dersi eğlencelidir. Bir matematik problemini çözdüğünüzde başarma duygusunu hissedersiniz; fakat yukarıda belirttiğimiz çalışma şartlarını yerine getirmeyen arkadaşlar, bir bulmacayı çözemeyince sıkıldığı gibi matematikten de sıkılacaklardır.

MATEMATİKÇİLER FELAKETTİR!

Böyle bir genelleme yapmak sanırım son derece yanlış. İyi, kötü öğretmen kavramı bütün branşlar için geçerli bir kavramdır. Genellikle matematik derslerinde başarı düzeyi düşük olduğu için matematik öğretmenleri üzerinde böyle haksız bir etiketin varlığı söz konusu olabilir. Haksızlık etmeden önce matematiğin hakkını vermeye çalışmak gerekiyor.

Matematikle ilgili bir araştırma

 
YKS'de her yıl 5-10 bin öğrencinin matematikten sıfır ve altında puan almasının sebeplerini, 70 ilde 17 bin 500 öğrenci üzerinde yapılan dev anket çalışması ortaya koydu. Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Şevket Civelek'in yaptığı araştırmada, başarısızlığın altındaki sebepler şöyle sıralanıyor: Matematik korkusu, öğretmenlerin dersi sevdirememesi, dilinin anlaşılmaz olması, matematiğin Günlük hayatta işe yaramayacağı ve sıkıcı olduğu inancı.
 
Anket için 70 ilde 250'şer düz, meslek, Anadolu, fen lisesi ve özel lise öğrencilerinden oluşan toplam 17 bin 500 öğrenciye matematik öğretimi hakkında 30 soru yöneltildi. Öğrencilerin yüzde 16'sı öğretmen-öğrenci diyaloğunun yetersizliği, yüzde 16'sı matematikten nefret etmesi, yüzde 16'sı not korkusu, yüzde 13'ü müfredatın uzun ve sıkıcı olması, yüzde 13'ü gereksiz görmesi, yüzde 11'i dersin temel felsefesinin verilmemesi ve öğretmenin sevdirememesi, yüzde 6'sı ise aileden yardım görmemesi yüzünden matematikte başarısız olunduğunu bildirdi.

Ayrıca öğrencilerin yüzde 56'sı matematiğin günlük hayatta nasıl kullanılacağının anlatılmadığını, yüzde 23'ü derste kullanılan dilin anlaşılmaz olduğunu, yüzde 37'si ise matematiği öğrenirken sıkıldığını ifade etti. Anket sonuçlarını değerlendiren Yard. Doç. Dr. Civelek, "Oldukça düşündürücü sonuçlar elde ettik. 15-16 yıl süren bu zaman diliminde, matematiksel düşünme yeteneğinin gelişmediğini tespit ettik." dedi. Öğrencilerin ezberleyen, bilgiyi kullanamayan, yorum yapamayan, matematiksel ve mantıksal düşünmeyi beceremeyen insanlar olarak yetiştirildiğini söyleyen Civelek, bu yüzden bireyleri matematik korkusunun sardığını, kendilerine olan güvenlerini kaybettiğini belirtti. Civelek, bunun okulöncesi eğitimden itibaren üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu kaydetti.

Civelek'in araştırmasına göre matematiğin korkulması gereken bir şey olduğu fikri, okulun ilk yıllarında başlıyor. Öğretmenler ve diğer insanlar, öğrencilere matematiğin zor ve çekinilmesi gereken bir ders olduğunu söylüyor. Öğretmen ile öğrenci arasındaki kopukluk da korkunun en önemli sebeplerinden birini oluşturuyor. Ayrıca toplumda matematik sadece çok zekilerin başarabileceği bir şey olarak lanse ediliyor. Öğrencilerin sınavlarda zaman baskısı altında problem çözmeye, matematiksel sonuç çıkarmaya zorlanması da başarısızlığa yol açıyor. Bunların sonucunda öğrenci kendini başarısız görüyor veya bu konuda yeteneğinin olmadığına inanmaya başlıyor.

Dünya ikincisi: Bu dersi ancak öğretmen sevdirebilir

 
ESPİRİLİ ANLATIM ÖĞRENCİNİN SIKILMASINI ÖNLER!

Yard. Doç. Dr. Şevket Civelek, öğrencilerdeki matematik korkusunun yenilmesi için şunları tavsiye ediyor: Konu karmaşık hale getirilmeden öğrenciye sunulmalı. Öğretmen konuyu işlerken çok rahat olmalı, konuyu iyi bilmeli. Öğretmen, öğrenciler arasında aşırı rekabete mani olmalı. Öğrencilere küçük gruplar halinde çalışmaları için imkan sağlamalı. Eğitimci yavaş öğrenenlere daha fazla şans tanımalı. Öğrencinin hızını ölçen testlerden kaçınılmalı. Öğrencinin gayreti ödüllendirilmeli. Öğretmen, sadece cevabın sonucuna değil, çözümün nasıl yapıldığına da bakmalı. Öğrenci asla azarlanmamalı. Öğretmen dersi monoton bir şekilde anlatmamalı. Belli aralıklarda espriye de yer vererek öğrencinin sıkılmamasına zemin hazırlamalı. Matematik bir ceza unsuru olarak asla kullanılmamalı. '50 tane alıştırma yap' ve 'sizin hepinize sınavda zor sorular sorayım da görün gününüzü' tipinden cezalar ve tehditlerden uzak durulmalı.

SONUÇ OLARAK: Öğrenciye, matematiği nasıl anlaması ve çalışması gerektiği öğretilmeli. Matematiğin bir roman gibi okumakla öğrenilemeyeceği, öğrencinin yazarak ve düşünerek çalışması tavsiye edilmeli. Konu üzerinde kendince bir yorum getirmesi önerilmeli. Öğretmen, konuyu anlatırken günlük olaylarla bağlantı kurmalı; matematiğin kullanılabileceği alanları öğrencilerle tartışmalı. Öğrencinin zorlanacağı noktaları açıklıkla ifade etmeli. Öğrencinin kafasında soru kalmamasına özen göstermeli.

KAYNAK: ozelpedagog
 
 
1094 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın