Matematiği başarmaya mecburuz!
Genellikle matematiğe sadece bir gözle bakarız. Bazen bir öcü, bazen bir baş belası, bazen de öğrenim hayatımızda aşılması güç bir yüce dağ gibi görürüz. Bu yanlış bakış açısı bizim işimizi daha da zorlaştırır. Ve sonunda ‘’Matematiği hiç sevmiyorum.
"Matematiği sevmeye mecbur muyum arkadaş?’’deriz
Gelin olaya bir de hayat gözlüğü ile bakalım. Günlük hayatla yaptığımız bir çok iş aslında çok ta sevimli değildir. Soğuk kış günlerinde erkenden okula veya işe gitmek için otobüs duraklarına koşarız. O soğukta otobüsün gelmesini bekleriz. Yüzlerce, binlerce insan acaba sıcak yataklarda yatmak varken niçin kalkıp yollara düşmektedir?
Gündelik işlerimizde kimi zaman genciyle ihtiyarıyla saatlerce kuyruklarda bekleriz. Çok hoşumuza gitmese bile bu yaşadığımız hayatın bir gerçeğidir.
Bazen de bundan daha uzun zaman bizi kimse zorlamadığı halde kendi isteğimizle kuyruklara gireriz. Ülkemizin büyük klüpleri arasında yapılan maçlardan önce televizyonlarda izlenen görüntüleri gözümüzün önüne getirelim. Maçın başlamasına saatler olduğu halde taraftarların bir çoğunun bilet alıp maçı seyretmek için statta yerini alınca bütün yorgunluklarını unuttuklarını görüyoruz. Bütün yorgunlukların sebebi 90 dakika sürecek bir maçı izlemek içindi. Acaba hayat maçı için zorluklarla mücadele etmek gerekmiyor mu?
Gençliğimizde balık tutmak için önce oltanın ucuna yem yapmak için topraktan çubukla solucanlar çıkarırdık. O solucanları tiksinmeden elimize alır, oltaların iğnelerine takardık. Topraktan çıkardığımız her solucan bizim gözümüzde yakalanmış bir balık gibi görünüyordu. Normal şartlarda elimize almaya tiksindiğimiz solucanları balık tutmaya karar verdiğimiz zaman hiç tiksinmeden elimize alıyorduk.
Hayat denizinde gelecek için beklenti oltamıza taktığımız yemler olan matematiğe ve diğer derslere bir de bu gözle bakabilirsek işimiz daha da kolaylaşacaktır.
Haydi çocuklar ve gençler hayat denizinde oltalarımızın ucuna taktığımız yem olan derslere bir de bu gözle bu gözle bakalım. O zaman işlerin zannettiğimiz kadar zor olmadığını göreceksiniz. Sakın hayat denizine iğnesiz veya yemi olmayan oltalarla koşmayalım. Sonra çok pişman oluruz.
Fakat iyi niyetle korkularınızın ve önyargılarınızın üzerine gittiğiniz zaman zor zannedilen bir çok problemin yavaş yavaş anlaşılmaya ve çözülmeye başladığını göreceksiniz. Kendi kendinize nasıl boş yere üzülüp sıkıntı çektiğinize hayıflanacaksınız. Başarı için yeterli kaynaklara da sahipsiniz. En önemli kaynağınızda beyninizdir. Çözüm için ondan iyi niyetle yardım isteyin. Ve gerisini hiç merak etmeyin…
Necip GÜVEN
"KORKULARDAN KORKMAYIN; ONLARA TESLİM OLMAKTAN KORKUN." Necip GÜVEN
MATEMATİĞİ SEVMİYORDUM!