Ben onun annesiyim, öğretmeni değil!
Çocuklarımın sadece annesi olduğum ve öyle kalmak istediğim, onlar okula başladığından beri öğretmenlere anlatmak istediğim bir konudur.
Belirli periyodlarla katıldığım veli toplantılarında veya öğretmen görüşmelerinde ısrarla üstünde durmaya çalışırım.
NEDEN Mİ BUNU YAPIYORUM?
Belki veli beklentilerinden belki de bir yarış sistemine dönüşen eğitim politikamızdan kaynaklanan bir sebeple okulların, veliden annelik – babalık yapmaktan çok bir manada evde ikinci öğretim yapan öğretmenlere dönüşmelerini istemeleri.
Katıldığım toplantılarda; “Biz okul olarak şunları şunları yapıyoruz ama çocuğunuzun şu sonuca ulaşmasını istiyorsanız, siz de evde bunları yapmalısınız.” şeklinde söylemlere yıllardır tanık oluyorum.
En son küçük oğlumun öğretmeni; “Oğlunuz için hedeflerim şu yönde, başarabileceğine inanıyorum. Siz de destekler ve şunları yaparsanız, başarılı olacağına eminim.“ dediğinde yine yeniden anlatmayı denedim.
“Öğretmen hanım, sizi anlıyorum. Çocuğumla ilgili beklentilerinize ve planlarınıza bu kadar inanmanızı takdir ediyorum. Ancak ben evde oğluma sadece annelik yaparım. Siz onun öğretmenisiniz, ben annesiyim ve öyle kalmak istiyorum.” dedim. “Bakın ben çocuklarının okul başarıları yanında psikolojik sağlığını da önemseyen bir anneyim. Eğer sizin benden beklediklerinizi yapmaya kalkarsam, çocuğumun yaşamındaki en temel ihtiyaçlarından olan anne ilgisi, sevgisi ve şefkati gibi duyguları okul başarısı ve disiplinini sağlamak için zedeleyebilirim.” şeklinde sözlerle anlatmaya çalıştım kendimi.
Çocuğunuzun ödev yapıp yapmadığını kontrol etmeyi, yapmadıysa başında nöbet tutarak yaptırmayı, yaptığı ödevleri denetleyip yapamadıklarını yeniden yaptırmayı ve tüm bunlar bittikten sonra yetmezmiş gibi bir de üstüne test çözdürmeyi sağlamak...
Nasıl geldi okurken size bilemem ama bana berbat geliyor. Tüm bunları öğretmenin yapması ve okulda takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Okul başarısını elde etmenin evde mini bir dershane kurmaya bağlı olmadığına, annenin – babanın ikinci öğretimcilere dönüştürülmemesi gerektiğine, okul da eğitim – öğretim gören bir çocuğun evde ona anne – babalık yapan yani onun duygusal ihtiyaçlarını da fark eden ve gideren ebeveynleri ile birlikte olmasının onun için en iyisi olduğuna, evin çocuk için güven ve sevgi dolu bir ortam olarak tutulması gerektiğine inanıyorum.
Lütfen düşünün; sınavlarda elde etmesi gereken sonucu sağlamak için evde çocuğunuzla yaşadığınız tartışmaların, size ve çocuğunuza ne kazandırdığını ve neleri alıp götürdüğünü…
Siz; ona tam olarak anne – baba olduğunuzda, minik hayatının büyümesi ve gelişmesi sürecinde tam farkındalıkla ve ilgiyle bazen yanında, bazen kollarınızın arasında, bazen arkasında bazen uzaktan izleyerek hiç etrafında olmadığınızda ama her zaman sevgi ve güvenle kalbinde olduğunuzda onun minik yaşamında okul başarısıyla birlikte ne çiçekler açacak ne güneşler doğacak ve hayat onun dünyasında sizin tanıklığınızla ne mucizeler getirecek…
Sevgilerimle…
Sema Deniz
Öğretmen Anne
ANNELERİN ŞEFKATİ TOPLUMU NEDEN KUCAKLAMIYOR?