Matematik dersinde uyguladığımız ilkeler!-10
SINIF DEĞİŞİMİ YAPTIĞIMIZ SINIFTAKİ BAZI ÖĞRENCİLERİN MATEMATİKLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ
Merhaba, ben hemen konuya geçmek istiyorum. Bu konu hepimizin bildiği gibi matematik korkusu. Eminim ki bir çoğunuz matematikten korkuyorsunuzdur. Bir zamanlar ben de çok korkuyordum. Ama artık bu korkuya bir son vermeliyiz. Öncelikle matematiğe bakış açımız sevgi dolu olmalıdır. Çünkü korku başarısızlığa başarısızlıkta korkunun daha da derinleşmesine yol açmaktadır. Bu kısır döngü zincirini bir yerden kırmak zorundayız.
Bunun ilk şartı da matematiği eğlenceli bir oyun haline getirmeliyiz. Bu söylediğimi ben denedim çok güzel bir netice aldım. Daha önceleri defterlerin arkasındaki çarpım tablolarından çalışarak ezberlemeye çalışırdım. Bu şekilde çalışma hem çok sıkıcı oluyor hem de öğrendiklerimi çabucak unutuyordum. Necip öğretmenimiz sınıfımıza geldiğinde defterlerin arkasındaki çarpım tablolarının yanlış düzenlenmiş olduğunu söyleyerek katlamaya uygun şekliyle defterlerimize tekrar yazdırdı. Bir de karşılarına espriler yazdırdı. “9*2= 18 matematiği çok severiz. 4*5= 20 sabah sütünü içtin mi? 8*2= 16 çok faydalı kahvaltı” gibi.
Bu şekilde çalışarak hem eğleniyor hem de öğreniyorduk. Daha önce sıkıcı olan çarpım tablosuna bu şekilde çalışmak çok hoşumuza gidiyordu. Bunun sonucunda diğer matematik konularını da ilgimiz arttı. En çok korktuğumuz ve çekindiğimiz matematik dersi en sevdiğimiz derslerden biri olmuştu. Sizler de lütfen oyunlu matematiği deneyin. Gerçekten pozitif bir netice alacağınıza inanıyorum.
Bence insanlar isterlerse beyinlerine hükmedebilirler. Sizler de beyninize “Ben bu matematiği yapacağım” derseniz beyniniz bunu yapmak zorunda kalacaktır. Beyninize “Bu ders çok zor, ben bunu başaramam” derseniz beyniniz de sizin söylediklerinize uygun şekilde çalışır ve bunun sonucunda başarısız olursunuz. Lütfen kendinize kötülük etmeyiniz. Beyninize hükmedin ve oyunlu matematiğe geçin.
GAMZE SAYDAM
Matematik aslında çok zor bir ders değil. Genellikle hata yapmaktan korktuğumuz için kendimizi derse veremiyoruz. Hata yapmamak için ödevlerimizi evde anne babamıza yaptırıyoruz. Okulda da matematik dersinden başarılı olan arkadaşlarımıza gizlice bakarak yapıyoruz. Çözümleri kendimiz bulmadığımız için kendimize olan güvenimizi iyice kaybediyoruz.
Necip öğretmen sınıfımıza geldiğinde önce matematiğin çok kolay bir ders olduğunu söyledi. Bize yanlış yapmaktan korkmamamız gerektiğini söyledi. Bize kendi yaptığımız yanlışların anne-baba ve arkadaşlarımızdan aldığımız hazır çözümlerden daha değerli olduğunu öğretti. İlk defa yanlış yapmaktan korkmadan, çekinmeden kendi yaptığımız işlemleri öğretmenimize göstermeye gidiyorduk. Yanlış yapınca bile kendimiz yaptığımız için teşekkür ediyordu. Tekrar sıramıza dönüp doğru işlemi bulmak için çabalıyorduk.
Bu şekilde çalışma sonucunda matematik korkusunu yendim. Sıkıldığım ve korktuğum bu ders zevk aldığım ve sevdiğim bir ders olmuştu. Benim arkadaşlarıma tavsiyem çok gerekmedikçe yardım almadan kendileri gayret etmeleridir. Yanlış yapmaktan korkmamalıdır. Ne olursa olsun kendilerine güvenlerini kaybetmesinler. Bu tavsiyelerime uyarlarsa sonunda başarı onların olacaktır.
CELAL KOBAK
Matematik bazılarımız için zevkli bir ders iken bazılarımız için de çok sevimsiz bir derstir. Ben de önceleri bu dersi hiç sevmemiştim. Necip öğretmenimin sayesinde sevmeye başladım. Sevmeye başladıktan sonra da yavaş yavaş başarım yükseldi. Matematik sevgim ve başarım hala devam ediyor. Bu yüzden size de matematiği sevmenizi tavsiye ediyorum. Çünkü matematik bize her zaman lazım ve gereklidir.
MURAT ÇORAK
Ben de önceleri bir çok öğrenci gibi matematik dersini hiç sevmiyordum. Ama Necip öğretmenimizin çarpım tablosunu komik ve oyun şekline öğretmesinden sonra çok sevmeye başladım. Çünkü ailemin yardımına rağmen öğrenmekte çok zorlandığım çarpım tablosunu oyun şeklinde çok kolay ve çok çabuk öğrenmiştim. İkinci sınıfta olmamıza rağmen çarpım tablosunda ikilerden önce dokuzlardan başlamıştık. Öğrenmekte 5 dakikamızı almıştı. Daha sonra diğer çarpma ve bölmeleri zevkli bir şekilde çok kısa bir süre de öğrenmiştik.
H.İLKNUR DÜZGÜNER
Önceleri ben de matematik dersini hiç sevmiyordum. Necip öğretmenimiz bize matematiğin kolay bir ders olduğuna inandırdı. En çok sevdiğim şekillerle, oyunlarla öğrendiğimiz tekerlemeli çarpım tablosu idi. Matematik dersinde hem eğleniyor hem de öğreniyorduk. O zamandan beri matematiği çok seviyorum. Bundan sonra da seveceğim. Çevremdeki çocukların sevmesi için çalışacağım. Bazen ben de bazı problemleri çözmekte zorlanıyorum. Fakat hiç kafama takmadan çalışmaya devam ediyorum. Zorluklar karşısında hiç pes etmiyorum. Arkadaşlarımdan da pes etmemelerini istiyorum. Çünkü hayatta her zaman zorluklar olacaktır. Ancak zorluklardan yılmayanlar, pes etmeyenler başarılı olacaklarıdır.
MUSTAFA KESKİN
Adım Seda, önceleri matematik dersini sevmeyen bir öğrenci idim. Necip öğretmenimizin ilginç yöntemleri ve bize aşıladığı güven sayesinde matematik korkusunu yenerek sevmeye başladım. Aslında matematik çok güzel ve zevkli bir ders. Artık matematik dersini çok seviyorum. Severek çalıştığım için de başarılı oluyorum.
Arkadaşlarımdan önce matematiği sevmelerini sonra da azimle çalışmalarını öneriyorum. Çünkü sevginin olmadığı yerde yapılan çalışmaların hepsi boşa gidiyor. Kısaca “Nerede sevgi ve ilgi, orada bilgi” diyorum.
SEDA ÜZÜM
Arkadaşlar matematik aslında o kadar da zor bir ders değildir. Matematikten başarılı olmak istiyorsanız kendinize güvenmeniz ve biraz da çaba göstermeniz gerekmektedir. Kendinize güvenip çaba göstermez ve “Matematik de ders mi?” dersek matematik dersinden başarılı olamayız. Gözümüzde fazla büyütmeden inançla ve istekle çalışırsak sonunda başarı bizim olacaktır. Arkadaşlar el ele verip matematiği başarmaya ne dersiniz?
GÜLŞEN ORMAN
Merhaba, Ben Emine, Daha önceleri matematik dersini hiç sevmiyordum. Hele çarpım tablosu en büyük kabusum olmuştu. Papağan gibi ezberlemeye çalışmak beni çok sıkıyordu. Öğretmenimizin şekillerle, sınıftaki eşyalarla ve oyunlarla yaptığı dersler sonucunda matematik dersini sevmeye başladım. Şimdi artık matematik dersi en sevdiğim derslerden biri oldu. Hatta arkadaşım gibi. Ve hep öyle kalacak…
EMİNE UYSAL