matematikkafe.com
Büyümek istemiyorum!
"Merhaba sevgili günlük seni çok özledim 3 gündür yazamıyordum. Büyüdüm sanki biraz, okula da başladım ama hala bu büyükleri anlayamıyorum. Belki öğretmenim anlatır okulda. Ben de onlardan biri olmak istemiyorum. Hep çocuk olmak istiyorum. Annem neden benim gibi dut ağacına çıkıp o güzelim dutları yemiyor da pisleneceksin kızım ben sana pazardan alırım diyor? Pazardakiler güzel değil ki. Ben hiç sevmem. Evimizin önündeki dut ağacını yaşlı amca bize verdi istediğiniz kadar yiyin diyor. Yere dökülenleri yemeğe bayılıyorum özellikle (şşşş annem duymasın).
Aslında annemle babam da gelse neden evde oturuyorlar? Güzellik yarışması yaptık bugün, saçımıza çiçeklerden taç yaptık. Yine sarışın kızı seçtiler adı Melda. Ama annem der ki en güzel sensin kızım aralarında bakma sen onlara. Annem doğru bilir, tamam o zaman. Akşama kadar dışarıda oynadık. Akşam olduğunda oyunu yarıda kesmek zorunda kalıyoruz, eve girmek istemiyorum. Yemeğin hazır olmasını istemiyorum, yarışmanın ortasında. Hele bir de taze fasulye varsa, kabuslar görüyorum. Zorla yediriyorlar bana, dişlerimi kenetlemişim geçen gün. Neden annem her gün çikolata yememe izin vermiyor? Yemek yemesek olmaz mı?
Evde top oynamam yasak olmasaydı keşke. Neden kırılacak eşyalar var vitrin falan niye? Oyuncaklarımı koyabilsem heryere. Neden pembeyi hiç seven yok benden başka. Her yer bilmediğim renklerde. Bir kere çok üzücü bir renk görmüştüm anneme sormuştum çok uzun bir isim söylemişti söylemişti hiç hatırlamıyorum, pembeyi seviyorum ben. Büyükler hiç gülmüyorlar. Hep meşguller, işleri güçleri borçları var. Neden büyükler de bizim gibi değiller? Para neden bu kadar önemli onlar için? Babamın marketteki bütün çikolataları alacak kadar parası var. Yetmiyor mu? Hepsini bana alsa keşke. Ben başka bir şey istemem. Bir gün ben de büyüyeceğim ve onların hepsini alacağım. Daha sonra hiç başka derdim olmayacak ne olabilir ki insanın isteyeceği başka? Belki barbie bebek alırım bir de. Şimdi yok param ama olacak ileride. Önemli de değil aslında.
Okula gitmeyi çok seviyorum mesela. Tenefüslerde saklambaç oynuyoruz. İp atlarken dışarıdan girmeyi öğrenemedim hala. Buna bile üzülmüyorum ama. Yarın çarpım tablosunu ezberleyin gelin dedi öğretmenim. Çok zor olmalı ama ben matematiği çok seviyorum onu da yaparım inşallah. Öğretmenim de çok iyi. Derste saçımı çekti bir kere çok konuşuyorum diye. Ama sevdiğinden yoksa dövmez o asla. Ama sürekli bağırıyor konuşmayın diye. Çok sinirleniyor. Üzülüyorum ona da. Yok ben bu büyükleri anlamıyorum. Ben büyüyünce hiç böyle olmayacağım."
Böyle yazmışım günlüğüme çocukken. Gülerdim derdim tasam yoktu o zamanlar. Şimdi gülemiyorum, büyüyorum galiba. Dut ağacını yıllardır görmüyorum. O amca ölmüştür şimdi nur içinde yatsın. Tekrar gittiğimde dut ağacında dutlar da olsa tırmanmam şimdi, evet üstüm kirlenir anlıyorum annemin dediklerini. Surat asar oldum insanlara. Anlamıyorum ne oluyor bana. Şimdi dünya güzeli seçseler istemem, çocukken seçilmemiştim ya o zaman isterdim olmadı. Neden şimdi akşam olunca eve çağırmıyorlar artık oyun da oynamıyorum, güzellik yarışması da yok. Saklambaç oynuyorum tek başıma, kendimden saklanıyorum kimse bulamıyor beni orda. Eve çağırmalarını isterdim şu anda yemek hazır olsun o zamanlar hiç yemek istemediğim taze fasulyeyi çok seviyorum yapan yok bana. Pembe sevmez oldum. Hatta hiç pembe birşeyim yok çöp kutusundan başka.
Çarpım tablosunu ezberledim ne kadar kolaymış. Şimdi programını yazdırıyorlar bize üniversiteli olmuşuz bilmiyorum hangi arada. O zamanlar ne gerek var bunları ezberlemeye diyordum oysa... Baktım da odama çocukluk oyuncaklarımdan hiçbir şey kalmamış. Barbie bebek de almıştım. Ama o da yok ne ipim var ne topum. Koşmuyorum da artık tenefüslerde 20 dakikalık tenefüslerimiz yok. Param var çikolata alacak ama sevmiyorum çikolatayı kilo da yapıyor, zaten zararlı da annem izin veriyor ama ben istemiyorum. Derslerde konuşmuyorum. Hoca kızmıyor konuşunca ama konuşmuyorum işte çünkü o sıra arkadaşım yok yanımda, saçımı çekecek ilkokul öğretmenim de. İlkokulda öğretmenim moralim bozuk oldu mu anlardı, canım noldu gel konuşalım derdi, annemi çağırırdı gerekirse. Şimdiki hocam yabancı anlamaz ingilizce konuşmazsan.
Canım annemin sarmalarını çekti eve gitmek istiyorum diyemem ki ona. Ama yaptığım bir şey hiç değişmemiş galiba hala süt içiyorum. Bana çoculuğumu hatırlatıyor. Annem vermese de artık ben kendim koyup içiyorum. Ama bırakmalıyım süt içmeyi de süt büyütür insanı. Büyümek istemiyorum çocuk olmak istiyorum eğer büyümek buysa.
Çok özledim seni çocukluğum..
-Alıntı-