Abraham Lincoln nasıl başardı?
Sefalet içindeki bir evde doğdu. Günleri kuru ekmek yemekle geçti. Şu an sizin hissettiğiniz acı ve ızdırapları, hüzünleri o da hissetti. 10 yaşındayken çok sevdiği annesi ve kız kardeşini kaybetti. Bu acıya dayanamayarak günlerce ağladı. Fakirlikten ev kirasını veremediği için bir avukatın iş yerindeki yazıhane masasında uyudu. Lincoln kendini şöyle anlatıyor;
‘Yoksul bir ailenin çocuğu olarak mahrumiyetle dolu bir evde doğup büyüdüm. Midemin açlığını kuru mısır ekmeğiyle bastırırken, ruhumun açlığını ödünç aldığım kitaplarla giderdim. Okumaya aşıktım; bir çiftlikte tarlada işçi olarak çalışırken de okudum, bir bakkalda çıraklık yaparken de’…
Abraham Lincoln’un kitaplara karşı müthiş bir tutkusu vardı. Babasının işsizliği yüzünden sık sık ev değiştiriyorlardı. Bu yüzden ödünç aldığı kitaplar oluyordu. Ödünç aldığı kitaplara gözü gibi bakıyordu. Bir defasında arkadaşından aldığı kitap ıslanıp yazıları silinince üzülüp paniklemiştir. Ama bir hafta çalışıp kazandığı parayla yenisini alıp arkadaşına teslim edince rahatlamıştır.
Geceleri mum ışığında kitap okuyordu kitapları için ’Benim biricik dostlarım’ diyordu. Geçmişteki iyi ve başarılı insanların hayatlarını okumaya bayılıyordu. Sayısız sıkıntı,aile ve ızdırap,sınavından geçen bu adam,işte bu insanların hayatlarından beslenmişti. Hatta, George Washington’un hayatını anlatan kitap onda bambaşka bir coşku uyandırmıştı. Okuduğumuz her kitap ayrı bir dünya, ayrı bir yaşam, apayrı bir güzellikti. Bu bir zamanların zavallı, eli nasırlı, avuçları çökük adımı nihayet başkan seçilmişti. Ama nasıl?
Yoksul bir ailede dünyaya geldi.
Anne babası okuma yazma bilmezdi.
10 yaşında annesini kaybetti.
Tarlada ırgatlık yaptı.
Bakkalda çıraklık yaptı.
21 yaşında işini kaybetti. Bocalama dönemi başladı.
24 yaşında tekrar işinden oldu.
25 yaşında dört çocuğundan üçü vefat etti.
27 yaşında ruhsal bunalıma girdi.
34 yaşında kongre seçimlerini yine kaybetti.
36 yaşında kongre seçimlerini yine kaybetti.
38 yaşında eyalet seçimini kaybetti.
45 yaşında senato seçimlerini kaybetti.
47 yaşında başkanlık seçimlerini kaybetti.
49 yaşında tekrar senato seçimlerini kaybetti.
52 yaşında ABD’ye başkan seçildi.
Eğer sıkıntılar kaçınılmazsa oturup ağlamanın hiçbir faydası yoktur. Evet, acı ve ızdıraplar karşısında Abraham Lincoln’ün de ağladığı anlar olmuştur. Hatta, hayatın çekilemeyecek hale geldiği durumlarda,akşam yağmur altında, ağaçlar ve çalılar arasındaki tozlu patika yollarda gezinmeyi çok severmiş, gözü yaşlı olduğu anlarda içini böyle atarmış ama sonra bıkmaz, inat edermiş,ısrarlı olurmuş.
Bir keresinde yoksulluk ve mahrumiyetine rağmen, dürüst ve kültürlü olduğu için çevresindekilerin tavsiyesiyle sırf kölelik ve adaletsizlik kalksın diye kongre üyeliğine adaylığına koyar, fakat kazanamaz. Bu haber karşısında üzülür. Haberi telgraf hanede alır. Dışarı karanlık ve yağmurludur. Usuka ‘İyi akşamlar!’ dedikten sonra orayı terk eder.
Kaldırımsız, tozlu topraklı sokaklarda bir başına düşünceli düşünceli yürür. Tam bu sırada ayağı kayar, çamurun içine yuvarlanacakken, son anda kurtulur. Kendi kendine ‘Tökezledim, fakat düşmedim!’ der. Evet ‘Tökezledim fakat düşmedim.’ Bu cümle beyninde şimşek gibi çakar. Onun ayağı kaymıştı ama düşmemişti. ’Mücadeleye devam!’ dedi.
KAYNAK: gazete.besirtutuslisesi.com Nermin Karaalp / 9/A 170
Not: ”Acaba biz başarılı olmak için yeterli mücadeleyi verdik mi? Bunun üzerinde biraz düşünelim lütfen… Necip GÜVEN
ABRAHAM LİNCOLN'DEN SEÇME SÖZLER!:
* Alkışlara inanmayın. Çoğunluk alkışlıyorsa, iyi, güzel, ama şakşaklayan ya dalkavukların elleriyse?
* Ancak gerçek ihtiyaç ve arzularımız, gizli yaratıcılık özelliklerimizi ortaya çıkarır.
* Bazı insanları her zaman, bütün insanları zaman zaman aldatabilirsiniz, ama herkesi devamlı aldatamazsınız. (Herkesi bir defa, bazılarını her zaman aldatabilirsin. Ama herkesi her zaman aldatamazsın)
* Benim hayat tecrübeme göre hiç kusuru olmayan insanların hiç erdemleri yoktur.
* Bildiklerimiz değil, doğru zannettiklerimiz başımızı belaya sokar.(1847)
* Bir insanı tanımak istiyorsanız, onu büyük bir mevkiye getiriniz.
* Bir ulus; yarısı hür, yarısı tutsak olursa yaşayamaz.
* Çalışacağım ve kendimi hazırlayacağım ve bir gün şans kapımı çalacak.
* Çoğu insan zihninde olduğu kadar mutludur.
* Dünyada okuduğum en güzel kitap nedir diye sordular. “Annem” adlı kitaptır dedim.
* Dünyanın büyük adamları, okullarında en büyük öğrenci değillerdi. Dünyanın en büyük okullarını bitirenler de her zaman büyük adam olmamışlardır.
* Eğer bir ağacı kesmek için sekiz saatim olsaydı, bunun altı saatini baltamı bilemek için harcardım.
* Eğer karşındaki kişiye bütün kalbin ve yeteneklerinle yardımı kabul edebiliyorsan, işte o zaman eleştirebilirsin. Bu olumlu eleştiridir.
* Güç süreklidir ama gücün kazandığı zaferlerin ömrü çok kısa olur.
* Güçlüğe hemen hemen her insan dayanabilir, fakat onun karekterini sınamak istiyorsanız ona yetki verin.
* Hatadan korkan bir insan hiçbir şey yapamaz.
* Hemen herkes sıkıntıya göğüs gerebilir ama insanın asıl karakteri eline kuvvet geçtiğinde ortaya çıkar.
* Her alçağa karşı bir kahraman, her bencil politikacıya, kendini adamış bir lider vardır.
* İnsanlarda kötülük ararsanız, mutlaka bulursunuz.
* İnsanların kimlikleri güç ve makam sırasında ortaya çıkar.
* Kaba kuvvetle her şeyi yapabilir, her şeye hakim olabilirsiniz, ama, zaferiniz kısa ömürlü olur.
* Karakter ağaç ise, şan ve şöhret de o ağacın gölgesi gibidir. Biz daima gölgeyi düşünürüz. Oysaki hakikat ağacın kendisidir.
* Kuvvet her şeye hükmedebilir; fakat zaferleri pek kısa ömürlüdür. (Abraham Lincoln)
KAYNAK: sozden.com