Bugün “Matematiği Öğrenememizin Sebepleri Nelerdir?” konusunu incelemek istedim. Peki, bu kadar çok içimizde ve bizden biri olan matematiği biz neden öğrenemiyoruz. Öğrencilerin adeta korkulu rüyası olan matematiğin sevilmemesinde, erken yaşta oluşan önyargılardan ailelerin yanlış tutumuna kadar birçok etken bulunuyor. Ancak bu durumun değişmesinde öğretmene büyük roller düşüyor. Okul öncesinden itibaren matematik dilinin öğretilmesi, somut örnekler verilerek, az çok gibi kavramlar kullanılarak kıyas yoluyla ölçme yapılması, basit eşleşme ve yerleştirme oyunları öğrenmeyi hem kolaylaştırıyor hem de sevdiriyor.
Erken yaşta oluşan önyargıları zamanla değiştirmek mümkün olsa da pek çok kişi bundan kurtulamıyor. Aslında bu olumsuz düşünce çocuklukta yerleşiyor.
Önyargı:
Matematik denilince akla karışık sayılar, değişik şekiller, anlaşılamayan problemler, bulunamayan x’ler y’ler geliyor. Durum böyle olunca da önyargı ve korku beraberinde geliyor. Önyargıdan dolayı zamanında öğrenilmeyen bilgiler birikiyor ve matematiği anlamama durumuna dönüşüyor. Tabi anlaşılmayan matematik dersi sevilmeyen bir ders haline geliyor.
Ezbercilik:
Temel sebeplerden biri matematiğin aslında ne olduğunu öğrenmek yerine bize verilen formülleri ezberlemeye çalışmamız. Birbiriyle ilişkili kocaman bir sistemi bir yerinden tutup ezberlemeye çalışınca da anlamsız bir şey haline geliyor. Aslında en baştan başlayıp, küçük adımlarla ve sabırla matematiği öğrenmeye çalışsak o zaten kapılarını bize açacak ve matematiğin sonsuzluğunun için de kendimizi kaybedeceğiz.
Matematiğin Öğretilme Tarzı:
Bizi ezbere iten kişilerde aslında matematiğin ezber olmadığını söyleyen öğretmenlerimiz. Genel olarak öğretmenlerimiz konuların nereden geldiğini anlatmak yerine onlara verilmiş olan müfredatı takip etmeyi seçiyorlar. Mesela hepimiz Thales bağıntısını biliyoruz ama Thales’in bu bağıntıyı mısır piramitlerinin boyunu hesaplamak için bulduğunu bilmiyoruz. Bunun gibi pek çok örnek bize matematik anlatılırken verilse daha çok merak edip öğrenme isteğimiz artabilecek.
Müfredat Sıkıntısı:
Maalesef ülkenizde oturmuş bir eğitim sistemimiz yok. Bu durum genel bir kafa karışıklığına sebep oluyor. Sürekli eklenen ya da çıkarılan konuların olması öğretmenlerin de işini zorlaştırıyor. Yapılan değişiklikler matematik öğrenimini kolaylaştırmaya yönelik olsa bile bunun çok sıklıkla yapılması sorunlara yol açıyor. Başka bir sorunda üniversiteye giriş sınavındaki soru tarzlarının müfredatla çokta uyumlu olmaması. Sonuçta ortaöğretimdeki müfredat içerikleri ve milli eğitim kitaplarındaki soru tarzları belli ama bununla çokta alakası olmayan sorularla öğrenciler baş başa bırakılıyor.
Öğretmen Yetiştirilmesi:
Hepimizin hayatında iyi ya da kötü yer etmiş bir matematik öğretmenimiz vardır. Ne yazık ki çoğunlukla matematik öğretmenlerimizi iyi hatırlamıyoruz. Bunu sebebi birazda öğretmenin niteliği ile ilgilidir. Bunda öğretmene kişisel kusur yüklemek haksızlık olur. Problem doğrudan doğruya öğretmenin nasıl yetiştirildiği ile ilgili. Öğretmen liselerinin kapatılması, eğitim fakültelerinin öğretim içeriklerinin sıkça değişmesi, fen-edebiyat mezunu öğrencilerin formasyon belgesiyle öğretmenlik yapmaları gibi pek çok sorun var. Öğretmen yetiştirilirken meslek içi yeterliliği de önemli ama öğretmenliğe atanmak için yapılan KPSS sınavı bunu ölçmekten çok uzak. Tabi bu alandaki sorunlar için hiçbir şey yapılmıyor değil. Öğretmen yetiştirilmesi ile ilgili MEB, YÖK ve üniversitelerin ortak çalışmalarıyla o sorunlar çözülmeye çalışılıyor.
Temel Sıkıntısı:
Öğretmenler gerekeni yapsalar bile işin yüzde yetmişi öğrenci de bitiyor. Evet, ilkokuldaki öğretmenini sevmemiş olabilirsin, ortaokulda temelin olmadığı için anlamamışta olabilirsin ama bu lisede de anlamayacağı anlamına gelmiyor. Önyargıları bir kenara bırakıp matematiği öğrenmeye karar vermesi gerekiyor öğrencilerin. Günümüz de çarpım tablosunu bilmeyip liseye kadar gelmiş öğrenciler var. Bunun sorumluluğunu alıp bu duruma dur diyecek olan da öğrencilerdir. Sonuçta yardım isteyen bir öğrenciye yardım etmek her öğretmenin birincil görevi ve gerçekten istekli olan öğrenciye de her öğretmen yardım edecektir.
Unutulmaması gereken şeylerden biri insan beyni mükemmel bir makinedir. Herkesin ilgi alanı ve anlama kapasitesi farklı olabilir ama üzerinde durulduğu zaman yapamayacağı şey yoktur. Tabiî ki hepimiz matematik dehası olmayacağız ama belli bir seviyede öğrenmemiz şart. Matematiğin üzerinde durduğunuz zaman onu anlamaya başlayacak ve anlamaya başladıkça da onu seveceksiniz.
Umarım yazımı beğenmişsinizdir bir sonraki yazımda görüşmek üzere sevgiyle kalın.
(Güzide ERDOĞAN Matematik Öğretmeni)
KAYNAK: nottutuyoruz.wordpress.com/2022/03/24/matematigi-ogrenememizin-sebepleri-nelerdir/