İbrahim Ergün
ibrahim_ergun72@hotmail.com
Matematik Öğrenmek Güç'tür
02/10/2019 Diskalkuli(Matematik Öğrenme Güçlüğü) Derneğinin kurucu başkanı Değerli Hocam Dr. Yılmaz MUTLU ile yaptığım röportajın ayrıntılarını siz değerli matematiği bilen, matematiğe ilgi duyan ya da neden Matematik Öğrenmek Güç’tür diyen okurlarıma sunuyorum. Hocam öncelikle kendinizden biraz bahsedebilir misiniz? Muş Alparslan Üniversitesi İlköğretim Matematik Eğitimi Ana Bilim Dalında Dr. Öğr. Üyesi olarak çalışmaktayım. Matematik eğitiminde farklı konular üzerinde çalışmakla beraber uzmanlık alanımın Diskalkuli / Matematik Öğrenme Güçlüğü olduğunu söyleyebilirim. Aynı zaman Türkiye ilk ve tek olan Diskalkuli Derneği kurucu başkanlık görevini yürütmekteyim. Hocam bende aslında sizinle Diskalkuli ve Diskalkuli Derneğiniz üzerine konuşmayı planlamıştım. Bu nedenle ilk soru olarak diskalkulinin ne olduğu ve neden kaynaklandığı hakkında bizleri bilgilendirebilir misiniz? Öncelikle en baştan şunu söylemekte yarar olduğunu düşünüyorum. Diskalkulinin tanımı, yaygınlığı ve nedenleri hakkında henüz bilim dünyasında hem fikir olunan bir görüş, durum mevcut değildir. Ancak yıllardır yapmış olduğumuz araştırmalar üzerinden bizde oluşan genel kanaati aktarabilirim. Diskalkuli bireyin beyninin matematikle ilişkili alanlarının işlevsel olmayışı nedeniyle veya bellek türlerinde özellikle işleyen bellek yetersizliği nedeniyle bireyin matematik öğrenmede güçlük yaşaması, zorlanması durumu olarak tanımlanabilir. Diskalkuliye sahip olan çocukların temel özellikleri ortalama veya ortalamanın üstünde bir zekâya sahiptirler. Genellikle diğer derslerinde de başarılıdırlar. Temel, basit aritmetiksel işlemleri yapmada bile parmakla sayma eğilimdedirler. Ayrıca akranlarına kıyasla oldukça yavaştırlar. Analog saatleri okumada, yön bulmada zorluklar yaşamaktadırlar. Ancak diskalkuliye sahip hiçbir bireyinde bir diğerine benzemediğini eklemeliyim. Hocam toplumda diskalkuliye sahip bireylerin yaygınlık oranı kaçtır? Aslında kullanılan ölçme araçları ve kullanılan kriterlere bağlı olarak araştırmalar farklı oranları raporlamaktadırlar. Ancak iyimser olan bir oranın %3 ile % 6 arasında değiştiği yönündedir. Bu Türkiye’de mevcut öğrenci kitlesi düşünüldüğünde 1 milyon civarında diskalkuliye sahip öğrenci olduğu anlamına gelmektedir. Peki, hocam bu çocukların tespiti ve iyileştirmeye yönelik Türkiye’de çalışmalar yapılıyor mu veya öncelikle şöyle sorayım bu çocukları belirlemeye yönelik yeterli ölçme araçlarımız ve eğitimleri için uygun materyaller mevcut mu? Can alıcı soruyu sorduğunu söylemeliyim. Maalesef diskalkuliye sahip çocukları belirlemeye yönelik henüz Türkiye’de yeterli ve uygun bir ölçme aracı olduğunu söyleyemem. Genelde çocuklar psikiyatristlere yönlendirilir. Onlarda en basit haliyle çocuğun zeki olduğunu ancak öğrenemediği üzerinden öğrenme güçlüğü yaşadığı yönünde genel bir tanı koymaktadırlar. Aslında bu model tutarsızlık modeli olarakta bilinir. Yani zekâ ile başarısızlık arasındaki tutarsızlık üzerinden tanı konar. Ancak öğrenme güçlüğünün türü ve düzeyi hakkında yeterli bilgilendirme yapılmamaktadır. Ancak hocam sizin doktora tezinizde diskalkuliye sahip çocukları belirlediğinizi biliyorum, siz nasıl tanı koydunuz? Doğrudur. Doktora tezimde ben çoklu süzgeç modeli isminde bir tanı koyma modeli geliştirdim. Çoklu süzgeç modelini geliştirmeden önce dünyada diskalkuliye sahip çocukları belirlemeye yönelik kullanılan tanılama araçlarını inceledim ve onların aslında neyi ne kadar ölçtükleri sorusunu cevaplamaya çalıştım. Akabinde öğretmen görüşü, diskalkuli ön değerlendirme testi, diskalkuli tanılama aracı, öğrenci tanıma formu ve IQ testini kullandım. Ancak burada okuyucularını sıkmamak için detaylara girmeyeceğim. Bence de hocam girmesen daha iyi olur J Hocam bir de bu çocukların eğitimine yönelik bazı materyaller geliştirdiğinizi görmüştüm. Galiba bir yarışmanın ilk etabında ilk kırk proje arasına girmişti. Umarım ikinci etabına da seçilir. Biraz bu materyallerinizden bahsedebilir misiniz? Olur tabii. Aslında her yıl bilgisayar destekli materyaller geliştiriyorum. Ancak ben özellikle sorduğunuz üzere DokunSay materyallerimden bahsedeyim kısaca. DokunSay matematik öğretim materyallerinin normal ve özel eğitime gereksinim duyan çocukların matematik öğrenmesinde daha etkili olduğunu söyleyebilirim. DokunSay materyallerimiz somut- yarı somut ve soyut sıralı stratejiye göre tasarlanmış bir materyal setidir. Sıralı stratejiyi kullanmamızın en önemli nedeni uluslararası birçok çalışmanın bu yöntemin matematik öğretiminde en etkili yöntemlerden biri olduğunu kanıtlaması nedeniyledir. Zaten bizimde yapmış olduğumuz deneysel çalışma sonuçları bu durumu teyit etmektedir. Hocam sizi baya tuttum son olarak başkanlığını yürütmüş olduğunuz Diskalkuli Derneğinden de biraz bizlere bahsedebilir misiniz? Diskalkuli Derneği’ni 2017 yılının aralık ayında Muş Alparslan Üniversitesinde görev yapan birçok akademisyen arkadaşımızın katılımıyla kurduk. Derneğimiz Türkiye’de doğrudan diskalkuli ve diskalkuliye sahip çocuklara yönelik çalışan ilk ve tek dernektir. Diskalkuliye sahip çocukları olan ebeveynlere, diskalkuliye sahip bireylere tanılanmadan eğitsel müdahaleye kadar tüm süreçlerde profesyonel destek vermekteyiz. Ayrıca diskalkuliye dair farkındalık oluşturmak ve toplumu bilgilendirmek üzere www.diskalkulidernegi.org sitemiz üzerinden “diskalkulider” kullanıcı adıyla sosyal medya üzerinden paylaşımlarda bulunuyoruz. Dernek merkezimiz Muş ama şuana kadar Türkiye’nin birçok ilinden bize ulaşan onlarca ebeveyn ve bireye danışmanlık hizmeti verdik ve yönlendirmelerde bulunduk. Birkaçını da hala takip etmeye devam ediyoruz. Sanırım her şeyi de bu röportajda anlatamayız. Bu nedenle ilgili okuyucular dernek sayfamızı ve sosyal medya ağlarımızı takip edebilirler. Aynen hocam. Vakit ayırıp bu önemli konuda bizleri bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ederim. Rica ederim. Ben teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |