MATEMATİK ŞARKILARI
Necip Güven’i daha önce bu sütunda misafir etmiştik. “Matematikle Barışıyorum” (*) adında bir kitap yazmış, kendi imkanlarıyla bastırmıştı. Bizde bu kitabı tanıtmıştık.
Şehrimizde bir ilköğretim okulunda öğretmenlik yapan Güven, kitabının ikinci baskısını yapmış olmanın sevincini yaşıyor. Bu kez kitabını, Yimpaş mağazalarının sponsorluğu ile bastırabilmiş. Kitapta, baskı tarihi 2005 olması gerekirken, yanlışlıkla 2004 olarak çıkmış.
Güven, adeta matematikle yatan, matematikle kalkan bir kimse. En büyük üzüntüsü, dünya matematik başarı sıralamasında Türkiye’nin gerilerde kalması. Ona göre, öğrencilerde matematik korkusu, tamamıyla büyüklerin matematik korkularından miras kalmış.
Küçüklere yönelik çalışmaları da var. Bilindiği gibi ilköğretimin başlarında, öğrencilerin korkulu rüyası, çarpım tablosunun ezberlenmesidir. Güven, bu korkulu rüyayı sona erdirmek için “Tekerlemeli Çarpım Tablosu” adında müzikli bir çalışma yapmıştı. Hem sözlerini yazmış, hem bestelemişti.
Güven, 5 Şubat 2006 Pazar günü sabah beni aradı. Yimpaş Otel’de saat 15.00’de matematikle ilgili basın toplantısı düzenleyeceğini söylüyor, toplantıya davet ediyordu. Basın toplantısı belirtilen yerde ve saatte, Eskişehir’in mahalli gazete ve televizyonlarının huzurunda yapıldı. Amaç, “Süper Çocuklar” adıyla, sözlerini kendisinin yazdığı, bestesini yine kendisinin yaptığı şarkıyı basın yoluyla halkımıza tanıtmaktı.
Güven, yaptığı basın açıklamasında şöyle diyordu: “Bildiğiniz gibi kökleri geçmişe dayanan matematikle ilgili önyargılar toplumumuzda yıllardır bir çok olumsuzluğa neden olmuştur. Bunun tabii sonucu olarak en son araştırmalara göre fen ve matematik başarısında Türkiye ilk 30 ülke arasına girememiştir. (…) Matematiği ezbersiz, zevkli ve etkili bir şekilde öğrenmenin ipuçlarını gösteren çocuk şarkısını kamuoyuna tanıtmaktan mutluluk duyuyoruz.”
Basın toplantısında çocuklardan oluşan koro ile birlikte söylendi. Eserin düzenlemesini, müzisyen, besteci Mustafa Çallı yapmış. Çallı, Güven’in bu şarkısına neden düzenleme yaptığını şöyle anlattı: “Karar verme müziğin belli bir anlatım aracıdır. Müzik tüm canlıları etkiliyor. Ben bu çalışmayla matematiğin sevdirilmesine katkımız olacağına inandığım için böyle bir projede seve seve görev aldım. ”Koroda görev alanlar, öğretmen Güven’in öğrencileri: “Solist: Erdi Eti. Vokaller: Büşra Kara, Hilâl Mercan, Sinem Seydam, Miray Hodoğlugil.”
Ayrıca Güven’e bu şarkı için destek olan başka isimlerde var: “Mehmet Diner, Cemalettin Özen, Yılmaz Kırmızı.”
“Necip Güven’e, “uzun ince” matematik yolunda başarılar diliyorum.
(*) Güven, Necip (2004). Matematikle Barışıyorum, Renk Yayınları, Manisa.
14 Ekim 2004 Perşembe Ö.Sedat Topal (Eskişehir İKİ EYLÜL GAZETESİ)
MATEMATİĞİN FATİH TERİMİ!
Eskişehir Mimar Sinan İlköğretim Okulundan emekli olan sınıf öğretmeni Necip Güven geçenlerde ziyaretime geldi, 1 saat aşkın konuştuk, “Matematikle Barışıyorum“ adlı kitabını imzalayarak verdi.
Matematik üzerine çalışmaları var. Bu konuda da çok iddialı… Hatta bu konunda bir ekip kurulması için yardım istiyor. Öğretmen arkadaşlarının kendisine “Matematik Don Kişot“una benzettiğini ifade eden öğretmen Necip Güven, kendini matematiğin Fatih Terim`i olarak gördüğünü belirterek “Türkiye`nin matematik ve fen başarısında dibe vurduğunu iddia eden Güven, “Matematik ve fende Türkiye`yi başarılı yapmak istiyorum. Bir ekiple Türkiye`de matematikteki karmaşıklığı çözeriz.” Şeklinde de iddialı konuşuyor.
Gerçekten bizim zamanımızda bile matematikten korkardık, sevmezdik. Şimdi de pek değişen yok… Baksana emekli öğretmen Necip Güven, soruna teşhis koymuş şimdi tedavi etmek istiyor…
Kaynak: Şaban BAĞCI Eskişehir İki Eylül Gazetesi 05 Mayıs 2008
ÇILGIN MATEMATİKÇİ DÖNDÜ!
Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır görüşemediğimiz ve daha çok “Çılgın Matematikçi”, “Matematiği Sevdiren Adam” lakaplarıyla tanınan emekli öğretmen Necip Güven ile karşılaştık.
Kendisini birkaç kez köşemizde misafir ettiğimiz Necip Hoca, bir anlamda kendini çocuklara matematik dersini sevdirmeye adamış durumda.
Özellikle çocukların korkulu rüyası olan “Çarpım Tablosu”nu, sözlerini kendi yazdığı tekerlemelerle kolayca öğrenmeyi sağlayan bir sistem üzerinde çalışıyordu.
Sözlerini kendi yazdığı “Matematik” ile ilgili şarkılar yaptı.Necip Hoca Matematik dersini sevdirme konusunda kitap da yayımladı.Çalışmalarını daha çok kitaplarını basın yoluyla veya birebir okuyucularına ulaştırmaya çalışıyordu.İnternette web sitesi de açan Necip Hoca bir süre önce çalışmalarına ara vermiş ve kendi deyimiyle bir süre nadasa çekilmişti.
Bu arada bundan sonra neler yapabileceklerini de düşünme fırsatını bulmuş, artık bundan böyle çalışmalarını daha çok internete kaydırmaya karar vermiş.
Necip Hoca, www.matematigisevdirenadam.com adlı sitesine çalışmalarını koymuş, okuyucularıyla internet aracılığı ile iletişim kuruyordu.
Okuyucularından çok sayıda mail aldığını ifade eden Necip Hoca, kendisini en çok etkileyen maillerden birine şu örneği veriyordu.
İşte Necip Hoca’ya gönderilen bir mail:
“Sayın Necip Hocam Merhaba. Bildiğiniz gibi mart ayında kitaplarınızdan sipariş vermiştim. Çünkü Lise 3.sınıfta okuyan oğlum matematikte sorunlar yaşıyordu. Matematik sınavlarında 100 puan üzerinden 45’ten yukarı not almamıştı. Hatta bazen tek rakamlı puanları bile görmüştük.
Tüm içtenliğimle belirtiyorum ki sizin kitaplarınızı okuduktan sonra iyi bir istikamette yükselişe geçti. Kitaplarınızdan sonra aldığı puanlar sırayla 50-61-95-100 oldu.
Tabii ki not gerçek ölçüt değil fakat oğlum daha öneki matematik sınavları öncesi stresten yüzünde koca koca sivilceler çıkıyordu. Kitaplarınızı okuduktan sonra oğlumun stresinden ve yüzündeki sivilcelerden eser kalmadı.
Şimdi artık matematik sınavlarına yüzü gülerek ve kendinden emin bir şekilde giriyor. Binlerce teşekkür size, sağ olasınız. (Çocuklarımızın matematikte genelde barışabilmesi için müfredat denilen şeyin tekrar gözden geçirilmesi ve yapılandırılması gerektiğine inanıyorum.)
Osman Kandak İstanbul 09 Haziran 2010 Çarşamba”
Necip Hoca bunun gibi yüzlerce mail aldığını, bu yüzden çalışmalarını daha çok internet üzerinden yapmaya karar verdiğini anlattı.
Biz de değerli okuyucularımız için kendini çocuklara matematiği sevdirmeye adayan Necip Hoca’yla internet aacılığı ile iletişim kurabiliriler.
Çocuğunuzun matematik korkusu varsa, size Necip Hoca’nın sitesini ziyaret etmenizi öneririz.
KAYNAK: eskisehiryenigun.com Ö.Sedat TOPAL 30 Haziran 2009
MATEMATİĞİN DON KİŞOT'U!
Necip Güven tek başına çırpınır durur. Çılgın Matematikçi ünvanını fazlasıyla hak eder. Her matematik sorusunu çözer mi? Belki çözemez ama en azından bu konuda insanları yüreklendirdiği için kendisini kutlamak gerek. Necip Güven’in “Matematik ile Barışıyorum” kitabının ismi bile çok insana farklı duyguları yaşatmıştır.
Yıllardır kendisi tanırız eksiklerine rağmen kendisini matematiğin sevdirilmesine adamış bir adamın çalışmalarının uyandırdığı ilgiyi birileri yol olarak görmüş ama kimse kendisinden yararlanma gereği bile duymamıştır.
Çalıştığı Milli Eğitim bile “Sen ne demek istiyorsun hocam” diye sormamıştır. Söyleyelim önceki gün ziyaretimize geldi sayın Necip Güven tıpkı Don Kişot’un yel değirmenleri ile savaşındaki gibi hala moral motivasyonu yüksek bir şekilde koşuşturmaya devam ediyor.
Birilerine ütopik gelse de Necip hoca için gelecekte birileri teşekkür yazıları yazacak mutlaka, hatta tez konusu bile yapacaklar ama o gün çok geç olacak..
(*) KAYNAK: sehirgazetesi.com.tr 30 Temmuz 2009 (Mehmet Göktekin)
MATEMATİĞİ SEVDİREN ADAM VE HACİVAT - KARAGÖZ! (*)
Eskişehir’de medya mensuplarının veya eğitimle yakından ilgilenenlerin de ismini duyduğunda Haaa o muydu dedikleri bir emekli öğretmen var. Adı Necip Güven… İlköğretim sınıf öğretmeni olan ve “Matematikle Barışıyorum” isimli bir kitap yayınlayan bu çalışmalarını duyurabilmek için kapı kapı gezen, gittiği her kapıda bir “Matematik savaşçısı” gibi davranan Necip Güven’in bu çabalarının artık meyve vermeye başladığı anlaşılıyor.
Belki bazı bilim adamları buna itiraz edebilirler ama gerçek o ki Necip Güven mütevazı imkanları ile , delicesine koşarak, kapı kapı gezerek, bazılarının '‘Artık başımızdan bir gitse’' diye bakıştıkları bir adam.Çabalarının sonuçlarını görür mü, görmez mi bilinmez ama, Matematik’i sevdirmek için bilimsel çalışmalarda yapılmaya başlandı. Dün bu konuda ESOGÜ’den bir bülten düştü önümüze. İsterseniz okuyalım.
Matematiği Sevmenin Yeni Yolu: Karagöz Akademisi
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik ve Bilgisayar Kulübü tarafından düzenlenen Sektörde Matematik 2010 etkinliği kapsamında yer alan Karagöz Akademisi çizgi film gösterimi Prof.Dr. Necla Özdemir salonunda yapıldı. Gösterim öncesi Karagöz Akademisini hazırlayan Anadolu Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Şahin Koçak “Matematik nesneler arası ilişkileri anlamanın ve düzenlemenin yoludur tabiatın ve bilimlerin dilidir. Ancak ne yazık ki bu dil, yanlış yaklaşımlar nedeniyle, iletişimden çok kopukluğa yol açmakta, sevgi ve hayranlık yerine, korku ve hatta nefret uyandırmaktadır.
Bu proje ile matematiğin nasıl ortaya çıktığı, ne işlere yaradığı, dünyayı ve evreni anlamamıza nasıl hizmet ettiği, halk adamı Karagöz’le, bilgiç Hacivat’ın sevimli tartışmaları eşliğinde hayal perdesine taşınmaktadır. Karagöz Akademisi, toplam süresi 4 saat civarında olan 13 bölümlük bir çizgi film dizisi şeklinde hazırlanmıştır. Karagöz Akademisi’nin halkımızın matematiğe yaklaşımını olumlu yönde değiştireceği düşünülmektedir” dedi.
Kesinlikle doğru ve desteklenmesi ve geliştirilmesi gereken yukarıda anlatılan çabalar. Ama hani biz sadece Necip Güven’i de bir hatırlatalım istedik… Bu anlamda hem değerli öğretim üyesini, hem de ESOGÜ yönetimini kutlamak gerek.
( * ) KAYNAK: sehirgazetesi.com Mehmet Göktekin Matematiği Sevdiren Adam ve Hacivat-Karagöz 08 Mayıs 2010
AÇILIŞI O YAPMALI!
Anadolu Üniversitesi’nde ‘matematik noktası’ var. Matematiği sevdirmek için tasarlanmış. Müzede tarihi hesap makinelerinden Osmanlı döneminde kullanılan matematik kitaplarına ve matematiksel ispat modellerine birçok tarihi değere sahip öğretici materyaller bulunuyor.
Bildiğim kadarıyla müzenin açılışı yapılmadı. Şayet bir gün o müze açılacaksa kimin açacağını çok iyi biliyorum. Elbette Necip Güven… Emekli öğretmen Güven matematiği sevdirmek için neler yapmadı neler…
Kesinlikle o müzeyi açmayı hak eden biri. Hatta açılışı yapıldıysa sırf Necip Hoca için yeniden açılış yapılmalı. O derece yani…
KAYNAK: Eskişehir Anadolu Gazetesi Cihan Yıldırım 3 Aralık 2015 Korku başlıklı yazıdan alınmıştır.
DON KİŞOT!
Ön yargıyı yıkmak için,
Yola çıktı Don Kişot.
Korkuları yakmak için,
Ateş yaktı Don Kişot.
İşi zordu, durum müşkül,
Dara düştü Don Kişot.
Aman vermez sevdasına,
Çıra düştü Don Kişot.
Mazereti çöpe atıp,
Hedef çizdi Don Kişot.
Hastalığa teşhis koyup,
İlaç yazdı Don Kişot.
Ezberleri bozmak için,
Savaş açtı Don Kişot.
Zirvelere çıkmak için,
Plan yaptı Don Kişot.
Engelleri aşmak için,
Tünel kazdı Don Kişot.
Pırıl pırıl gençler için,
Destan yazdı Don Kişot.
Hayallere adım adım,
Demir attı Don Kişot.
Yolun sonu görününce,
Keyif çattı Don Kişot.
Don Kişotluk payesini,
Hocam verdi Don Kişot.
Beş yıl oldu anladım.
Neden oldum Don Kişot.
Gerçek Kişot'un eşşeği var.
Bende bilgi Don Kişot.
Arkadaşı cahil Panço,
Bende sevda Don Kişot.
Yel değirmeninin rüzgarını,
Keser bizim Don Kişot.
Yüreğinde deli rüzgar,
Eser bizim Don Kişot.
Yumruğunu M.Ali gibi,
Çakar bizim Don Kişot.
Foreman gibi yeri öper,
Ezberciler Don Kişot.
Anadolu Açılımının felsefesini,
Bilmeyenler şaşar buna Don Kişot.
Ferhat gibi sevda varsa,
Neler yapmaz Don Kişot.
Bizde Yunus sevgisi var.
Merhametsizler şaşar buna Don Kişot,
Sinan gibi projeler zorlukları,
Aşar derim Don Kişot.
Mevlana'dan dersler aldım.
Umut doldum Don Kişot.
Hoca Nasrettin'in fıkrasıyla,
Ön yargıyı çaldım yere Don Kişot.
Bu sevdanın derdiyle,
Şair oldum Don Kişot.
Yel Değirmenleri hani nerde,
Sordum tekar Don Kişot.
Vakti gelen bir fikir,
Önlenemez Don Kişot.
Çok iyi fikir, iyi fikri,
Yere çalar Don Kişot.
Tavukların başına hep,
Çaylaklar dert açar Don Kişot.
Anadolu Kartalları çıkınca ortaya,
Çaylak kalmaz Don Kişot.
Fetret nedir bilmeyenler,
Boşa yaşar Don Kişot.
20 yıllık barajlarım,
Patlar artık Don Kişot.
Fetih Marşındaki gibi,
Hem yardan hem serden geçtik.
Dönemeyiz artık bu sevdadan,
Çünkü sevda şarabından içtik.
Nazlı Türk Bayrağını zirvelerde,
Görmek için and içtik.
İflah olmaz deli dediler,
Nice sınavlardan geçtik.
Zannedersiniz bu şiiri,
Necip Hoca yazdı.
Gerçek şairler olsaydı yerime,
Daha neler yazmazdı.
Yürekte varsa yangınlar,
Kelimeler hücum eder.
Gerçek eğitimciler pes etmez,
Her şey sevgide biter.
NECİP GÜVEN 04 EKİM 2009