• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/annebabaokulu
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905327001004
  • https://www.instagram.com/matematikkafe
TRANSLATE
DESTEK OL
ÜYELİK GİRİŞİ
REKLAM ALANI-1

MATEMATİK DÜNYASI
EĞLENCELİ MATEMATİK
OKUL BAŞARISI
PSİKOLOJİ
SİTE HARİTASI
ZİYARET BİLGİLERİ
Aktif Ziyaretçi43
Bugün Toplam443
Toplam Ziyaret2629852

Liseli gençle matematik düellosu!

25/06/2022

matematik duellosu

 

Liseli gençle matematik düellosu!


2007 Yılında matematiklebarisiyorum.wordpress.com adlı bir web sitesi açmıştım. Bu sitede matematik ve başarı ile hem kendim yazılar yazıyor, hem de bu konuda bulduğum değerli yazıları paylaşıyordum. Bir gün lise öğrencisi Bilal, sitemizde matematik için özel yetenek gerektiğini belirten bir yorum yazınca Bilal ile tatlı bir fikir düellomuz başlamış oldu. Bilal'in yorumuna ben cevap yazdım. Benim yorumuma Bilal yazdı. Bakalım düello nasıl sona ermiş.

LİSE ÖĞRENCİSİ BİLAL BEY'İN İLK MESAJI!

Matematik bir düşünme sanatıdır. Dolayısıyla her sanat gibi matematik de doğuştan bir yetenek istiyor.

Bilim adamları 7 farklı zeka türü saptadı. Her insanda bunlardan en az biri belirgin olarak var, en az biri de belirgin olarak yok. Matematik Sayısal (Mantıksal) Zeka türüne giriyor. Bu zeka türüne sahip olmayanlar ya da az sahip olanlar matematiği yapamıyor. Dolayısıyla da sevmiyor, ya da bir türlü sevemiyor. Bu işin %90’lık kısmı. Yani en önemlisi.

Bir de çevresel etkenler var. Örneğin en önemlisi öğretmen faktörü. Öğretmenin öğrencilere tavrı, dersi anlatma tekniği, not veriş şekli…vb. sebepler en büyük etmenler. Bir de matematiği doğru çalışma var. Matematik asla ezberleyerek çalışılmaz. Akla uyarlanarak, zihnin mantık evresinde yoğurularak çalışılır. Özellikle LGS veya TYT’ye hazırlananların buna dikkat etmesi gerekir. Ben Matematik ve Fen Bilimlerine bayılıyorum. Sebebi hem zeka türü hem öğretmen faktörü hem de doğru çalışma…Bilal 26 Ocak 

NECİP GÜVEN'İN CEVABI!

Arkadaşlar zeka ve yeteneklerimizi ölçecek bir terazi yoktur. Ben hem edebiyatla uğraşıyor, şiir yazıyor hem de matematikle uğraşıyorum. Bunun yanında sporu da çok seviyorum. İlaveten de matematik ve motivasyon şarkıları yazıyor ve besteliyorum. Hayatın her alanında matematik var. Müzikçiler 7 nota ile binlerce şarkı ve beste üretiyorlar ama matematikçiler yıllarca hep aynı bayat bestelerini söyleyip duruyorlar. ”Matematik zordur, matematik zordur. Özel dersle cepleri doldur, özel dersle cepleri doldur.”

Sakın problem matematikte değil onu yanlış tanıyanlarda ve tanıtanlarda olmasın. Madem matematik zordur o zaman bir Japon çocukları neden Türk çocuklarından daha fazla matematik neti çıkarıyor. Dünyanın tüm çocukları dünyaya geldiklerinde aşağı yukarı aynı zeka potansiyeli ile doğuyor ama bazılarının doğal zekalarına virüs bulaşıyor. Nasıl virüslü bilgisayarlar yavaş çalışırsa virüslü beyinler de en basit problemlerde bile SOS verir. Çözüm virüslü beyinlere RESET atıp yeni ve virüssüz programlar yüklemektir.

Her Türk çocuğu zekidir ama bazılarının programlarına VİRÜS bulaşmıştır. Nereden biliyorsun derseniz, kendimden biliyorum derim. Ben beynime 7 Mayıs 1999 da RESET çekip yeniden SÜPER bir program yüklemiştim. O günden beri beynim SÜPER çalışıyor. Sorun yaşayanlara tavsiyem beyninizdeki virüslü programlardan bir an önce KURTULUN derim. Necip Güven 26 Ocak

LİSE ÖĞRENCİSİ BİLAL BEY'İN CEVAP MESAJI!

Önceki yazımdan da anlaşılacağı gibi Matematik Sayısal zeka gerektirir. Detaylı bilgiye; internetten ulaşabilir ve kendinizin hangi zeka türüne dahil olduğunuzu test edebilirsiniz. Bilal 26 Ocak 

NECİP GÜVEN'İN CEVABI! (BELGELER SAVAŞIYOR!)

Merhaba BİLAL Bey, o belge ise ben de KARŞI belgeyi delil olarak ileri sürüyorum. Yorumu da okuyuculara bırakıyorum.

İNANDIĞINIZ KADAR BAŞARIRSINIZ! (ÜNİVERSİTELERDE MÜHENDİSLİK EĞİTİMİ)

Mühendisliğin temeli matematiktir. Analitik düşünce yapısının temeli de matematiktir. O zaman matematiksel olarak mühendislik, analitik düşünme yapısı demektir. Matematik, bilim dünyasında bir okyanustur. Dünya için suyun önemi ne ise bilim içinde matematiğin önemi odur. “0”larla “1”lerle, dünyayı yönetiyor bugün matematik. Çünkü matematik bir denge işidir. 0 çarpanı kadar yok edici. 1 çarpanı kadar etkisiz. Sonsuz kadar belirsiz. Pozitifi ve negatifi olacak kadar gerçekçi. En yardımsever bilim. Her bilimin içinde var. Hepsinin de gelişimi için onlara yardım ediyor ama kendisi her zaman yalnız. Bu sebeplerden dolayı bilimin öncülüğünü yapmaktadır. Mühendislik fakültelerinde matematik konularına bu yüzden önem verilmektedir.

Dünya: “su” ise, matematik: “okyanustur”. TYT sınav sonuçları bunun apaçık bir kanıtıdır. Sayısal öğrenciler, analitik düşünce yapısı kazanmaya daha yakındır. Bu sebeptendir ki sayısalcılar, sözelciler kadar sözel net yapabilir. Tablo 1. yazılanları istatistiksel olarak ispatlar. Orta öğretimde bugün matematik dersine yeterli önem verilmemektedir. Öğrencilerin TYT sınavını kazanamama korkusu matematiğin asıl iş yapan kısmını unutturmuştur (İntegral, türev, trigonometri vb.).

ÖSYS Birinci Basamak Sınavında En Yüksek ÖSS Sayısal Puanı Alan Üç Aday :1-İsmail Burak BAL (189, 060 ) 2-Onur KAYA (189.060) 3- Hamza KAYA (188.820)

ÖSYM Birinci Basamak Sınavında En Yüksek ÖSS Eşit Ağırlıklı Puanı Alan Üç Aday :1-İsmail Burak BAL (179, 696 ) 2-Onur KAYA (179, 696 ) 3-Hamza KAYA (17,036)

ÖSYM Birinci Basamak Sınavında En Yüksek ÖSS Sözel Puanı Alan Üç Aday :1-İsmail Burak BAL (170,332) 2-Onur KAYA (170,3322) 3-Onur BAKIR–Namık ŞENGEZER (169,813)

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi En Yüksek Y-ÖSS Sayısal Puanı Alan Beş Aday : 1-Gökhan Mumcu (231,842) 2-Fatma S. Kaplan (231,664) 3-4-5 Başar Cenik, Orkun Gül, Esra E.Haliloğlu (231,619)

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi En Yüksek Y-ÖSS Eşit Ağırlıklı Puanı Alan Üç Aday:1-Gökhan Mumcu (213,093) 2-Fatma Sıla Kaplan (212,842 )3-Başar Cenik (212,779)

Başarıyı belirleyici unsur büyük ölçüde, başarıya inanılmasıdır. Çünkü, başarıya inandığınız kadar başarırsınız. Öğrenmenin birçok yolu vardır. Öğrenilen bilgilerin yapıcı-üretici olması ve işe yaraması gerekir. Bilginin nasıl elde edildiği de çok önemlidir. “Kolay mı? Zor mu?” olmuştur bilgilere ulaşmak. Bilgiler öğrencilere mümkün olduğu kadar kolay yollardan öğretilmelidir. Kolay öğrenilen bilgileri paylaşmak daha kolay olur.

Ayrıca üretmek için en gerekli organımız bizi diğer canlılardan da ayıran, daha iyiyi yapma yeteneğini ve düşünmemizi sağlayan beynimizdir. Beyin zihni ve aklı kontrol eden organdır. Ona gerçekten gereken önemi vermeliyiz. Yeni, yararlı ve kullanışlı şeyler üretebilmemiz ona bağlıdır. Zor ve sıkıntılı bir eğitim onu yıpratacak ve üretkenlik performansını azaltacaktır. İdarecilerimizin özellikle bu ince meseleyi ele almaları gerekmektedir. Ülkenin içinde bulunduğu şartlar dahi düşünülerek bir öğretim paketi hazırlanmalıdır.

Üzerinde durulan diğer bir konu da kolay öğrenme ve kolay öğretmedir. Bu yöntem hem öğrenciler hem de öğretim elemanları için daha kazançlıdır. Vücut daha canlı olacak, hoşgörü artacak ve aklın üretme performansı daha verimli olacaktır. Toplumların başarısı verilen eğitim ve öğretimin kalitesine bağlıdır. Eğitim ve öğretimin bir arada verilmesi gerekir ki mesleğinde başarılı insanlar yetişsin. Çözümsüzlük, çoğu zaman insanların birbirleriyle anlaşamamasından kaynaklanmaktadır.

Temele inersek birbirini anlayan, hoşgörülü çözüm mühendisleri yetiştirmeliyiz. Bu iş, ilkokul eğitiminden başlamalı ve hayat boyu sürmelidir. Zaten hayat boyu öğrencilik kavramı eğitimin vazgeçilmezlerinden olmalıdır.

Psikiyatrisiler ve psikologlar, sorunu, hep en baştan aramaya başlarlar. İnsan mühendisleri olarak onların bu çözüm yöntemini iyi değerlendirmeliyiz. Eğitim zincirinin, tüm halkalarını, bir daha hiç kopmamacasına, en sıkı biçimde birbirine kenetlemeliyiz. Halkalardan yalnızca bir tanesindeki zayıflık, zincirin kopmasına sebep olur, diğer halkalar ne kadar sıkı olursa olsun.

Bu sebeple, eğitimle ilgili tüm sorunların çözümünde mümkün olduğunca ince ve uzun ömürlü düşünülmelidir Unutmayalım ki, eğitim zincirinin gücü, en zayıf halkasının gücüne bağlıdır.

”En iyisini yapamayabiliriz, ancak; yapabileceğimizin en iyisini yapmak elimizdedir.”

Ömer UYSAL Bilecik Meslek Yüksekokulu
Mehmet KURBAN Anadolu Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fak.

Kaynakça:
[1]. İstanbul kültür üniversitesi AR-GE Internet sitesi (www.ika.edu.TRT)
[2]. Kemal G. Ankara Üniversitesi Internet sitesi (http://kemalgok.virtualave.net/net_history.htm)
[3]. ÖSYM Internet sitesi (http://www.osym.gov.tr/sayisal/1999.html
KAYNAK: ouysal.home.anadolu.edu.tr/documents/ouysal-emo_000.doc

Necip Güven

LİSE ÖĞRENCİSİ BİLAL BEY'İN CEVAP MESAJI!

Ben sizin bu yazınıza oldukça hak veriyorum. Aslında ikimiz de aynı şeyi anlatmaya çalışıyoruz. Ben, Matematik yapamayanlara moral vermeye çalışıyor ve nasıl matematiği yapabilecekleri hakkında, neden matematiği yapmadıkları ya da yapamadıkları hakkında bilgi vererek onların matematikle olan problemlerini çözüp onları birer matematik seven insanlar haline getirmeye çalışıyorum. Kısacası ikimiz de farklı şekillerde Matematiği sevdirmeye çalışıyoruz… Bilal 26 Ocak 

NECİP GÜVEN'İN CEVAP MESAJI!

Merhaba Bilal Bey, müzikte beste yapan tüm besteciler yedi notayı kullanıyorlar ( do,re,mi,fa,sol,la,si ) ama bazı besteler yıllarca unutulmazken bazıları çok kısa sürede unutulup gidiyor. Öğrenciler de matematikçilerin yaptıkları matematik (anlatımlarını) bestelerini hiç beğenmiyorlar. Acaba suç öğrencilerde mi yoksa yıllardır aynı bestelerle öğrencileri bezdiren ve yeni ve güzel matematik bestesi yapmayan öğretmenlerde mi? 40-50 yıl içinde hayatımızda bir çok değişti ama matematikte hala dedemin zamanından kalan bayatlamış, çağdışı yöntemleri kullanıyoruz. Dedem öldü ama yöntemleri hala yaşıyor. Çocuklar ve gençler son model mersedes, matematikçilerin öğretme yöntemleri ise modası geçmiş KARA TREN.

Necip Güven

LİSE ÖĞRENCİSİ BİLAL BEY'İN MESAJI!

Haklısınız. Ben Anadolu Lisesi 9. Sınıfta okuyorum. Şu andaki Matematik hocam çok iyi bir şekilde matematik anlatıyor. Her seviyedeki öğrencinin anlayabileceği, sade bir dil kullanıyor. Acaba her öğrenci benim kadar şanslı mı?… Bilal 26 Ocak

NECİP GÜVEN'İN CEVAP MESAJI!

Sen de haklısın Bilal Bey. Yaptığım araştırmalarda tek ortak nokta neydi biliyor musunuz? Seven ve sevmeyen tüm öğrenciler anlatımlar ”Bir öğretmenimiz vardı ……………..” diye başlıyordu. Fakat devamı değişiyordu. Sivas Spor ilk lige çıktığı sezon yabancı teknik direktörle başlamıştı ve durum çok kötü gidiyordu. Bülent Uygun yeni teknik direktör bulununcaya kadar geçici olarak takımın başına getirildi. Geliş o geliş hala devam ediyor.

Oyuncular aynı oyuncu. Bir teknik direktörün değişmesi bile neleri değiştirebiliyor. Sivas’ta ne değişti o zaman. Çalgı aynı çalgı ama çalan usta değişti. Çalmasını bilmeyene en iyi çalgı aletini verseniz bile çalamaz ama bir ustaya bir kaşık ve cam şişe verin o da size onlarla bir müzik ziyafeti çekebilir. Atalarımız bile ”At sahibine göre kişner.” demiş. Necip Güven 26 Ocak


LİSE ÖĞRENCİSİ BİLAL BEY'İN MESAJI!

Ben size bir şey sormak istiyorum siz bu siteyi sadece matematiği sevdirmek amacıyla mı kurdunuz? Teşekkürler.

NECİP GÜVEN'İN CEVAP MESAJI!

Merhaba Bilal Bey. Çok güzel bir soru. Bu siteyi yalnız matematiği sevdirmek için kurmadım. Kendini tavuk zanneden kartalları uyandırmak, uçurmak ve zirvelere çıkarmak için çalışıyorum. Bilal Bey kartalları nasıl tavuklaştırtdılar anlatayım mı? Ama şiirle …..Necip Güven 27 Ocak 

GENÇ KARTALI NASIL TAVUK YAPTILAR?

Koca kartal yumurtasını kaptılar,
Bir tavuğun altına kuluçkaya attılar.
Onu alıp çok ucuza sattılar.
Yıllar yılı tavuk gibi yaşadı,
Kanat açıp bir kerecik uçmadı.

Tavuk gibi yem dersleri almıştı,
Yem arayıp hayallere dalmıştı.
Ara sıra aklı başına gelmişti,
Bir rivayet ”Atam kartal” demişti.
Bu rivayet çevresini güldürdü,
Genç kartalı hiç doğmadan öldürdü.

Uçmak güzel dedi, ona sakın dediler,
Bir denesem dedi, kahkahayla güldüler.
Gel çocuğum diye bir kümese verdiler.
Ah kartalım senin başın yediler.
Bu hikaye kartallara ders olsun,
Uçma dersi alalım da bu katliam son bulsun.

Necip Güven

LİSE ÖĞRENCİSİ BİLAL BEY'İN MESAJI!

Bu şiir durumu çok iyi özetlemiş hakikaten. Bilal 27 Ocak

NECİP GÜVEN'İN CEVAP MESAJI!

Merhaba Bilal Bey. İnanlar araçların bu kadar yaygın olmadığı yıllarda köyden şehire ve kasabalara atla, eşekle veya yayan giderlerdi.Bu durum o yılların şartlarına göre çok doğal bir durumdu. Zaten başka bir yolu da yoktu. Ama bu gün aynı şeyi yapmaya kalkarsan adama katıla katıla gülerler.

Bir işin kolay yolu yoksa zor da olsa o işi gayret edip yapmalıyız ama kolay bir yol varken zoru tercih etmek çok akıllıca bir işi olmaz değil mi? Sen bile 2-3 yıl önce çok beğenerek aldığın bir cep telefonunu vitrinde daha gelişmiş bir telefon görünce eskisini satıp gelişmişini alıyorsun. Eğer yeni modelleri çıkmasaydı eski model telefonu kullanmaya devam ederdin. Necip GÜVEN 27 Ocak

LİSE ÖĞRENCİSİ BİLAL BEY'İN SON MESAJI!

Evet. Konuyu şimdi daha iyi anladım. Teşekkürler...27 Ocak
 
 
 
 
643 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın