Türkülerin Dili ve Eğitim
Liseden, üniversiteden mezun olmuş ancak bir halk türküsü bilmeyen, bir halk oyunu oynayamayan bir kişinin, Türk milletini var eden değerleri anlaması ve ilişkilendirmesi zorlaşır.
...Türküler Anadolu kadar saf, Anadolu kadar temiz, Anadolu kadar Türk’tür. Eğitim, yetişmiş kuşağın, yetişmekte olan kuşağa genel kültürünü aktarma süreci, olarak tanımlanabilir. Liseden, üniversiteden mezun olmuş ancak bir halk türküsü bilmeyen, bir halk oyunu oynayamayan bir kişinin, Türk milletini var eden değerleri anlaması ve ilişkilendirmesi zorlaşır.
İçinde yaşadığı topluma yabancılaşmadan, yerel değerleri içselleştirmek, evrensel değerleri anlamak mümkündür. Yanık bir Anadolu türküsünde yüzlerce sayfa yazılabilecek bir dram vardır. “Bodrum Hakimi” türküsünde “Mefaret Hanım”ın hayatı ele alınır. Olay basit bir intihar olayı olmaktan çıkar, toplumsal bir ağıta, öğrenme sürecine dönüşür. Tarih kitapları kronolojik sırayla tarihi anlatır ancak o tarihle ilgili yazılmış, söylenmiş bir türkü, tarihin başka bir şekilde anlaşılmasını, hissedilmesini sağlar. Bazen bir türkünün hikâyesinde işlenen bir tema, dürüst ve ahlâklı olmanın önemine vurgu yapar. “Uyan Sunam” türküsünün hikâyesinde olduğu gibi.
Türküler bir müziğin ötesinde farklı anlamlara ve öğretilere sahiptir. Bu sebeple çok güçlü eğitim ve öğretim materyali özelliği taşır. Türküleri bilen, türküleri dersine taşıyan, türküleri ve arkasındaki gerçekleri öğrencilerine öğretip, öğrenme sürecini pekiştiren her öğretmen başarılı olur. Aynı zamanda türkülerle ders işlemek dersi hem eğlenceli hale getirir hem de kalıcı öğrenmeyi sağlar. Bir enstrüman çalma, bu enstrüman ile kültürel motifleri dile getirme becerisi eğitim kurumlarında öğrencilere kazandırıldığında; Yunus Emre’den Karacaoğlan’a, Köroğlu’ndan Aşık Veysel’e kadar bir köprü kurulur ve kültürel dinamikler, toplumsal uzlaşma, kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşatılır.
Devamı
Prof. Dr. Necati CEMALOĞLU