matematikkafe.com / EĞİTİMCİLERDEN ÜSTAD İÇİN YORUMLAR! (7)
Sayısal cehalet!
‘’Sayısal Cehalet’’ sayılara ilişkin temel kavramları kullanabilme konusundaki çocuklarımızın yeteneksizliği, diğer konularda oldukça bilgili olan çocuklarda bir cesaretsizliğe ve atalete sebep olmaktadır. Olaylar karşısında yerine göre aşırı tepki veren toplumumuz en şiddetli sayısal hatalar karşısında en ufak bir tepki belirtisi göstermeden sessiz kalmasına sıklıkla şahit olmaktayız.
İnsanlarımız, özenle üstü örtülmeye çalışılan diğer kusurların aksine matematiksel cehaletlerini nerdeyse gurur verici bir olaymış gibi bahsedebilmektedir. ’’Bankadaki paramı bile kocam çeker.’’, ’’Ben sayısal değil, sosyal bir insanım.’’, ’’Matematik benim için korkulu bir rüya olduğu için ona fazla yaklaşmam.’’, ’’Matematik dersi yaklaştıkça korku ve endişeden elim ayağım dolaşıyor.’’ gibi, yakınmadan çok övünme şeklinde söylenen sözlere sık sık şahit oluyoruz.
Matematiğe kayıtsız kalmaktan duyulan bu anlaşılması zor korkunun ve gururun bence bir nedeni, bunun ve diğer zayıflıklarımızın sonuçlarının açık seçik ortaya konulmamış veya konulamamış olmasındandır.
Eğitim sistemimizdeki LGS ve YKS gibi sınavlar olduğu sürece matematikten korkunun asla bitmeyeceği görüşündeyim. Şunu unutmamak gerekir ki tarih boyu insanlar bilinmeyen şeylerden daima korkmuşlardır. Ama toplumumuzun ve öğrencilerimizin korkuları, bu korkuların üzerine gidilerek halledilecektir ki hocam da kitabında bu temayı çok güzel işlemiş. Gayretli eğitimcilerimizin araştırma, geliştirme ve sistemli çalışmalarıyla matematik korkusunun ortadan kalkacağına eminim….
Necip Bey’in bu kitabı matematik korkusunun silinmesi gerektiği, bu korkunu silinebileceğini ortaya koymak olduğu açıktır. Fakat örnek azlığı, arkadaşlarını görüşlerine fazlaca yer vermesi kitaba hikayemsi bir hava katmış.
Bundan sonraki kitap veya kitaplarda örnekler çoğaltılmalı; oluşan olumlu görüşlerin toplumca kullanılabilir ve uygulanabilir örneklerle zenginleştirilmesi sağlanmalıdır. Kitabın bütününde baskın olarak matematiksel bir yaklaşım hakim olmadığı gibi, geniş kitlelere ulaşma gibi bir kaygısı da yok.
Ayrıca matematik öğretmenlerinin öğrencilerine yaklaşım tarzı, çoğunlukla resmi bir kişilik sergilemeleri, ulaşılamaz insanlarmış gibi imaj çizmeleri insanlarımızın bu bilime karşı olumsuz bir bakışa neden olmuştur.
Matematikçi G.H. Hardey, öğrencisi olan Hint matematikçi Ramajuan’ı hastahanede ziyaret etmiş. Hardey bir ara bindiği taksinin plakasının 1729 olduğunu ve bu sayının anlamsız bir sayı olduğunu söyler. Bunun üzerine Ramajuan ‘’Hayır Hardey! aksine 1729 çok ilginç bir sayı; iki küpün toplamı olarak iki farklı biçimde ifade edilebilecek en küçük sayı.’’ der.
Herhalde öğrencilerin matematikte başarısız olmaları Necip hocamı hem üzmüş hem de kızdırmış. Matematiğin şifresini çözerek öğrencilerin başarılarının arttırılabileceği düşüncesiyle kitap yazmasına neden oldu. İlerde Necip Hocamın bu tezini topluma kabul ettirip ettiremeyeceğini hep birlikte göreceğiz. Her kitabın ortaya çıkmasını sağlayan bir bölümü en azından bir parça öfke duygusudur. Bu kitap da bir istisna değildir.
Saygılarımla.
Hakan CİRİT Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü