Çelişkiyi, olumsuzluğu farkeden, nedeni üzerinde kafa yorup araştıran zihin
Matematik bir düşünce biçimidir. Sorunlarını kendisi çözmede yetersiz kalan toplumlar (bunlara Sorun Çözme Kapasitesi düşük de deniyor!), iç-dış sömürücülere yem oluyorlar. Onun için az gelişmiş veya geri kalmış toplumlar diye anılıyorlar.
Sorgulamaya kapalı, ezberci eğitim sistemlerinden kaynaklanan Düşünme becerileri yetmezliği, bireylerinde gözlenen ortak nitelik.
Soru sorma, öğrenme ihtiyacının tetiklediği bir dürtüdür.
Düşünme, hafızada biriken bilgileri ön belleğinde birbiriyle ilişkilendirerek sonuç çıkarma işinin adıdır.
Örneğin birbiriyle örtüşmeyen, ya da çelişen olgular karşısında zihinlerde, bu öyle değil de niçin böyle? sorusunu sordurur. Dolayısıyla gözlediği çelişkiye başkalarının da dikkatini çekerek nedenini öğrenmek ister.
Çelişkiyi, yanlışı, olumsuzluğu farkeden, nedeni üzerinde kafa yorup araştıran zihin Düşünme becerileri gelişmiş demektir.
İlginç olan şu ki, öyle gelişmiş bir zihin ancak akılcı ve eleştirel düşünmeyi (kısaca nedenselliği) içselleştirmiş beyinlerde şekilleniyor.
İşte matematik ile bu noktada buluşuyoruz. Matematik ya da Fen derslerinde öğrendiklerinin hayattaki karşılıklarını örnekler ve canlandırmalarla anlatmak öğretmenlerimize düşüyor.
Bu konuyu yazarak, tartışarak öğrencilerce sevilir duruma getirmeyi sürdürmeliyiz.
Henüz arzulanan noktaya gelinememişse yeterince üzerinde çalışılmadığındandır.
Necati Saygılı