Matematik dili üzerine
“Bilmediğin dili anlayamaz, konuşamaz ve yazamazsın”
Bir dili öğrenirken yapılan ilk iş kompozisyon yazmak ya da bir konu hakkında söylev vermek değildir.
Önce dilin alfabesi öğrenilir. Ardından bu alfabe kullanılarak sözcükler deşifre edilir ve anlamlarıyla eşleştirilir. Daha sonra ise bu sözcüklerle amaca uygun anlamlı cümleler oluşturulur ve bu aşamadan sonra iletişim başlar. Sonraki aşamalarda kısa paragraflar ve metinlerle iletişim derinleştirilir. Mecaz kullanımlarla soyuta taşınır düşünce. İlerleyen zamanlarda ise makaleler, edebi yapıtlar, kanun metinleri vb. gibi daha düşünsel ya da teknik dil ürünleriyle iletişim üst seviyelere çıkarılır.
İşte bu mantıkla yola çıkarsak Matematik öğretiminde de “Matematik Dili” bu kadar özenli, kademeli ve işlevsel ele alınmalıdır. Öğrencilerin (aslında herkesin) Matematik hakkındaki yetersizlik duygularının ve buna bağlı sevmemişlik durumlarının da temeli buradan geçiyor:
“Anlamadıkları bir dili konuşmaya, yazmaya ve iletişim kurmaya zorlanmaları.”
Bu çok büyük bir stres ve kaygı kaynağıdır. Tıpkı dilini bilmediğiniz bir ülkeye gidip çevrenize şaşkınlıkla bakıp bir şeyler anlamaya çalışmakla aynı durum.
Bu nedenlerle “Matematik Dili” öğretimi zamana yayılmalı ve önce bu halledilmelidir. Elbette dil öğrenmeye yatkınlık gibi Matematikte de böyle bir durum söz konusudur ancak geliştirilebilir. Mevcut öğretim programımızda Matematik Dili öğretimiyle ilgili ayrılan zaman oldukça yetersiz. Çoğunlukla kısa bir anlatımla benzer soruların sorulduğu bir süreci barındırıyor.
Peki, matematik konusunda kendini daha çok geliştirenler bunu nasıl başarıyor? Cevap çok basit bolca soru çözerek. İşte bu nedenle sınavlara hazırlanan öğrencilere en çok verilen öneri “Bolca soru çözmelisin.”oluyor. Neden? Çünkü soru çözerek Matematik Dilini geliştirecek ve devamında BECERİLERİNİ tabi ki.
Aslında bunların hepsi bilinen şeyler. Sadece ara sıra birbirimize hatırlatmamız gerekiyor.
Lütfen önce Matematik Dilini çok ama çok iyi öğretelim sonra sorulara ve problemlere geçeriz. Beceri temelli sorularda (Yeni nesil soru deniyor halk arasında) yaşanan sıkıntı da buradan kaynaklanıyor.
Zaten yeteri kadar iyi olmayan Matematik Dili kullanımına bir de Türkçe okuduğunu anlama beklentisi girince işler iyice karışıyor. Gördüğüm kadarıyla çocuklar bununla baş etmekte zorlanıyorlar. Matematiğe karşı ilgi de gün geçtikçe azalıyor haliyle. Bu konuda bir şeyler yapmak gerek. Eğitim öğretim programının içeriği ve uygulama şekli derhal yenilenmelidir. Aksi durumda Matematik okur yazarlığı konusunda her geçen gün alt sıralara düşmeye mahkum kalacağız.
Belki de devletten beklemek yerine sivil inisiyatifler oluşturup kurumsallaşmak gerekiyor.
Yıldırım Karakaş
Eğitopya