Ramazan Bakkal
ramazanbakkal28@gmail.com
Küçük millet…ler (!!!...???)
05/09/2019 Ömer Seyfettin bir yazısında “Elinizde birçok kitaplar var. Lakin yavrucuğum, onlar Türk milletinin uyuduğu zamanlarda yazıldığı için size mefküre, emel, ülkü ne olduğunu öğretmez. Türklük nedir? Türklüğün istikbali nedir bundan haberiniz olmaz.” Diyordu. Bir belgesel çekerken Tarsus’taki Ashabı Kehf - Yedi uyurlar mağarasını da çekmiştim yıllar önce. Rivayete göre 300 yıl uyutulmuşlar, sonra uyandırılmışlar. Pekii biz? Uyuyup kaldık mı? Ömer Seyfettin haklı galiba. Birileri bizi uyuttu da uyandırmayı unuttu. Tarsus’takileri neticede uyandırmışlar. Bize gelince “Uyuyun lan. Şimdi bir de uyandırmaya mı çalışacağız?” deyip bırakmışlar… mı? “Uyan da balığa gidelim. Biz çoktan uyandık” diyenler mi var? O zaman arkadaşım Carlton Hayes’in Sanayi İnkılabı kitabından bazı satırlara bakalım: Zenginlik kapısı “1913’ te İngiliz makineleri ihraç olunmak üzere 7 milyar yarda (1 yarda =0.92 cm. Yaklaşık 6.5 milyar metre) pamuklu kumaş dokuyordu. Bu miktar yer yüzünü 17 yarda eninde bir kumaşla kemerlemeye kâfidir. S.13 Amerika 1792’ de 275 balya pamuk ihraç ettiği halde 1913’ te 9 milyon 256 bin balya ihraç etti. Buhar motörü madenciliği kolaylaştırdığından kömür ve demir evvelce görülmemiş bir miktarda istihsal olunuyordu. Watt, 1783’te buharla işleyen çekici yapmış ve 750 pavend ağırlığındaki bu çekiç dakikada 300 darbe indirir olmuştu. Bunun üzerine büyük demir fırınları meydana getirilmiş ve muazzam çekiçler demire şekil vermiye başlamıştı. . Motörler, gemiler, hatta tezgâhlar artık demirden yapılıyordu. Demir devri ışık salıyordu. S.15 Mantar gibi… Fabrikalar mantar gibi türemekte idi. Büyük makineler hususi binalar içinde kuruluyordu. Bu makineleri işletmek için muntazam saatlerde çalışan işçiler lâzımdı. Her sabah yüzlerce binlerce işçi toplanır, düdüğün ötmesi üzerine işler başlar ve yine düdüğün ötmesi üzerine işi bırakır oldu. S.23 Çiftçilik ölüyor İkinci mühim ve büyük mesele fakir çiftçilerin şehir izbelerine gelmeleri idi. ..çiftçilerin toprağı bırakarak fabrikaya koşmalarına sebebiyet vermiş, bu suretle bunlar müstakil vaziyetlerini kaybederek ücretli adamlar olmuşlardı. Daha fecii, fabrika maden şehirlerinde sefahat alıp yürümesi idi. Günlerini karanlık ve rutubetli madenlerde geçiren madenciler, dinlenme saatlerini neşesiz evlerinde değil, fakat meyhanelerde geçiriyorlardı. Bundan başka endüstrinin meydana getirdiği fazla mamul maddeleri satacak pazara ihtiyaçları olduğu için müstemlekecilik siyasetine kuvvet vermişlerdir. Bu suretle emperyalizmin ilk başlangıcı sanayi inkılâbı olmuştur. Küçük milletler… denilenlerden misiniz? Endüstrisini kurmayan küçük milletler, büyüklerin müstemlekesi ve nüfuz mıntıkası olmağa mahkûm kalmışlardır. Endüstri inkılâbı bir taraftan beşeriyeti büyük terakkilere götürdüğü halde, diğer taraftan birçok milletlerin esaretine sebep olmuştur. Bu küçük milletler de millî istiklallerini, iktisadi istiklallerini kazanmak için her şeyden evvel sanayi ve ticaretini artırmağa, sanayi memleketi olmağa çalışmış, olamıyanlar büyüklerin esareti altında müstemlekeler haline inkılâp etmişlerdir. S.56-57 (*) Ben daaa… Aslaaa… Ömer Seyfettin ağabeyimin mesajı neydi? “Bu kitaplara takılır kalırsanız gelecekten haberiniz olmaz. Birilerine yem oluruz.” Bir buçuk milyarlık İslâm dünyası Sanayi İnkılabından habersiz kalıp gelişmişlere yem oldu mu? Avrupa’ya iltica etmeye çalışırken Egede, Akdeniz’de balıklara yem olanlar kim? Suriye’de ABD’nin nazını çeken kim? Rusya’nın iki, İngiltere’nin Almanya’nın, Fransa’nın çok yüzlülüğü karşısında gerekeni yapamayıp yutkunan kim? Sanayi İnkılabının arkasında Avrupa’nın bilimi var. Bilim akademileri var. Bilim insanları var. Bilime değer veren, bilimcileri el üstünde tutan, onlara her türlü imkanı sağlıyan devlet adamları var. “Küçük milletlerden olmayı asla kabul etmiyoruz! diyorsunuz. Ben daaa… Ama bunun için gereğini yapıyor muyuz? Aslaaa… O zaman ………….? (*) İngiltere’de Sanayi İnkılâbı- Carlton Hayes / Çeviren : Ömer Rıza Doğrul- Sertel Matbaası/İstanbul 25 Ağustos 2019-Bilecik |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
EL AÇAN DEĞİL, EL AÇILAN ÜLKE OLMALIYIZ - 17/01/2024 |
EL AÇAN DEĞİL, EL AÇILAN ÜLKE OLMALIYIZ |
TÜRKİYE'DE GİRİŞİMCİLİK - 09/01/2024 |
TÜRKİYE'DE GİRİŞİMCİLİK |
YUVARLAK DÜNYA GİTTİ, KARE DÜNYA GELDİ... - 09/01/2024 |
YUVARLAK DÜNYA GİTTİ, KARE DÜNYA GELDİ... |
İSTANBUL’DA YANGIN MOSKOVA’DA COŞKU - 07/01/2024 |
İSTANBUL’DA YANGIN MOSKOVA’DA COŞKU |
YÖNETİCİLERİMİZE “RUSYA’DA BİLİM” SEMİNERLERİ... - 06/01/2024 |
YÖNETİCİLERİMİZE “RUSYA’DA BİLİM” SEMİNERLERİ... |
OTO TAMİRCİSİ OLMAK İSTİYORUM - 06/01/2024 |
OTO TAMİRCİSİ OLMAK İSTİYORUM |
KENDİ KENDİNİ EĞİTMİŞ MUCİTLER - 28/12/2023 |
KENDİ KENDİNİ EĞİTMİŞ MUCİTLER |
TEŞHİS VE TEDAVİDE YÖNTEM - 24/12/2023 |
TEŞHİS VE TEDAVİDE YÖNTEM |
MUSLUK TAMİRCİSİ EŞŞŞŞ!!! - 24/12/2023 |
MUSLUK TAMİRCİSİ EŞŞŞŞ |
Devamı |