Ramazan Bakkal
ramazanbakkal28@gmail.com
İzinde miyiz?
09/09/2019 Ramazan Bakkal Prof. Dr. Osman Çakmak bey tembelliklerimizden ve misyoner zihniyetin bize dayattıklarından şikayetçi. Kısa yazısında önemli bir gerçeği dile getirmiş: “Bir ülkede bilim akademisyenlerin tekelindeyse o ülke gelişemez. Bilim halka kadar inmelidir. Türkiye’de öyle mucitler var ki. Unvanları yok ama onlar bilim insanı ve araştırmacı. Bunların içinde 10 profesörü cebinden çıkaracaklar var... Bunlar, TÜBİTAK'a proje yazamaz. Üniversite BAP'a proje yazsa kabul olmaz.. Üniversiteye gelse laboratuvarını kullanamaz. Abbasiler döneminde Beytü’l-Hikme vardı. Beytül Hikme TÜBİTAK’tan daha çağdaştı aslında.. Çünkü Yunanca, Sanskritçe, Süryanice bütün kitaplar Arapçaya tercüme ettirildi. Kitapların hepsi tercüme edildi. Beytül Hikmede çalışan her dinden bilim adamı vardı. Önemli olan ehliyetti. Bilimsel kaynakları Türkçeye kazandıracağımıza. Herkes İngilizce öğrenme peşine düşmüş. Sonuç ortada.. Her alanda toplumsal faydayı, halka hizmeti esas almak yerine yabancı dilde (ingilizce yayın) yayını esas alarak Ülkemizin bilimsel varlığını Batıya takdim ediyoruz. Böylece Üniversitelerimiz Batının Taşeronu konumuna düşürülüyor. Büyük bir gaflet.... Osman ÇAKMAK” Çakmak hocanın iadeleri kesinlikle doğru. İnsan ana dilinde düşünür. Düşüncelerini en güzel şekilde ana dilinde ifade eder. Ana dilinde proje yapar, geliştirir. Bizim Fulbrayt komisyonuna teslim ettiğimiz eğitim sistemi düşünmemizi, proje yapmamızı, bilimi geliştirmemizi değil tam aksi için görevli. ANAP Genel Başkan Yardımcılarından Yalçın Koçak açıkça ifade ediyor. “Devlet çarkımız işleri halletmek için değil, oyalamak için çalışır.” Bugünkü iktidar partisinden üç dönem milletvekili olan (H.İ.) hanımefendi başka bir yerde aynı görüşü seslendirdi. Düşünün, iki ayrı devrin iki önde geleni. Devlet çarkının, işleri halletmemekle görevli olduğunu ifade ediyorlar. Henüz istiklalimizi kazanamadık mı? Bağımsızlık sözü boş bir iddia mıdır? Ve “Allah belalarını versin deyip yorganı başımıza çekmeye devam mı? Demek ki, Atatürk birinci vazife olarak bunun için bize Türk istiklalini koruma görevini vermiş. Bizler ise “İzindeyiz” deyip boş nutuklarla ömür sürüklemeye devam ediyoruz. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
EL AÇAN DEĞİL, EL AÇILAN ÜLKE OLMALIYIZ - 17/01/2024 |
EL AÇAN DEĞİL, EL AÇILAN ÜLKE OLMALIYIZ |
TÜRKİYE'DE GİRİŞİMCİLİK - 09/01/2024 |
TÜRKİYE'DE GİRİŞİMCİLİK |
YUVARLAK DÜNYA GİTTİ, KARE DÜNYA GELDİ... - 09/01/2024 |
YUVARLAK DÜNYA GİTTİ, KARE DÜNYA GELDİ... |
İSTANBUL’DA YANGIN MOSKOVA’DA COŞKU - 07/01/2024 |
İSTANBUL’DA YANGIN MOSKOVA’DA COŞKU |
YÖNETİCİLERİMİZE “RUSYA’DA BİLİM” SEMİNERLERİ... - 06/01/2024 |
YÖNETİCİLERİMİZE “RUSYA’DA BİLİM” SEMİNERLERİ... |
OTO TAMİRCİSİ OLMAK İSTİYORUM - 06/01/2024 |
OTO TAMİRCİSİ OLMAK İSTİYORUM |
KENDİ KENDİNİ EĞİTMİŞ MUCİTLER - 28/12/2023 |
KENDİ KENDİNİ EĞİTMİŞ MUCİTLER |
MUSLUK TAMİRCİSİ EŞŞŞŞ!!! - 24/12/2023 |
MUSLUK TAMİRCİSİ EŞŞŞŞ |
TEŞHİS VE TEDAVİDE YÖNTEM - 24/12/2023 |
TEŞHİS VE TEDAVİDE YÖNTEM |
Devamı |