• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/annebabaokulu
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905327001004
  • https://www.instagram.com/matematikkafe
TRANSLATE
DESTEK OL
ÜYELİK GİRİŞİ
REKLAM ALANI-1

MATEMATİK DÜNYASI
EĞLENCELİ MATEMATİK
OKUL BAŞARISI
PSİKOLOJİ
SİTE HARİTASI
ZİYARET BİLGİLERİ
Aktif Ziyaretçi33
Bugün Toplam833
Toplam Ziyaret2629351
T.TAŞPINAR
Prof. Dr. Necati Cemaloğlu
necaticemaloglu@hotmail.com
MOBBİNGE MOBBİNG YAPMAK
11/04/2020
MOBBİNGE MOBBİNG YAPMAK
 
PROF. DR. NECATİ CEMALOĞLU
 
2005 yılında mobbing ile ilgili araştırmalara başladığımda en çok dikkatimi çeken, mobbing mağdurlarının, çalıştıkları örgütte yoğunlaştırılmış mobbinge maruz kalmalarıydı. Örgütteki konumu, statüsü ne olursa olsun, mağdura herkes mobbing yapma eğilimindeydi. Bir öğretim üyesi, çalıştığı kurumda mobbing mağduru olduğunu, kendisine mobbing yapanların büyük bir kısmının öğretim üyesi olduğunu ancak dekanlıkta çalışan memurların, çaycının hatta temizlik şirketinde çalışan personelin bile hakkında dedikodu yaptığını belirtmişti. Hastasın, ruh sağlığın yerinde değil, normal değilsin, tedavi görmelisin gibi telkinlere maruz kaldığını ağlayarak anlatmıştı. Daha sonra gerek kendi yaptığım gerekse yapılan araştırmaları incelediğimde, mobbing mağdurunun mağduriyetinin suya atılan taşın yarattığı halka gibi büyüyerek devam ettiğini fark ettim.
 
Mobbing mağdurları ile yaptığım görüşmelerde, mağdurların genellikle dıştan denetimli, A tipi kişilik özelliğine sahip, başarılı, parlak, başarısını anlatmaktan mutlu olan, popüler, iyi niyetli, politik düşünemeyen, ikiyüzlü iletişime açık olmayan, samimi ve candan olduklarını, bir kısmının çocuk ego durumunu yoğun yaşadığını, bir kısmının da aşırı derecede sevilmek, onaylanmak ve sosyal kabul görme davranışına odaklandıklarına şahit oldum. Özellikle geçmiş yaşantılarında sevilmemiş, dışlanmış ya da toplum içinde rencide edilmiş olan kişilerin biraz daha alıngan ve paranoya içerisinde davrandığını, sosyal ortamda şüpheci davrandıklarını, çekingen ve korkak olduklarını belirledim.
 
Mobbing sürecinde, başkalarına mobbing davranışları sergileyen kişilerin genellikle başarı yönelimli fakat başarısız, tembel, hırslı fakat yetersiz, dedikodu yapmaktan, başkalarına zarar vermekten, başkalarının onuruna, namusuna saldırmaktan mutlu olduklarını gördüm. Grup içerisinde uyumlu ancak, grubu kendi amaçlarına uygun hale getiren, kendi öfkesini ve düşmanlığını grup hareketine dönüştüren, baskın karakterli, etnik, siyasi ya da dini saplantıları olan, gelişmemiş kişilik özellikleri taşıyan kişilerin daha çok mobbing yaptığını gözledim. Bu kişilerin çocukluk dönemlerinde şımarık yetişen, yetişkinlik dönemlerinde hak etmediği makamlara getirilen kişiler oldukları, değer, ahlak ve etik kavramlarını içselleştirmedikleri, ikiyüzlü, yılan mobbingçi davranışları sergiledikleri dikkatimi çekmişti.
 
Ulusal ve uluslararası araştırmaları incelediğimde, mobbingin aslında yaşanmasında etkili olan değişkenlerin başında örgütsel ortam, örgüt kültürü, çalışanların değerleri ve inançları, örgütün lideri ve çalışanların iş ve yaşam kalitelerinin etkili olduğu görülmektedir. Bu bağlamda her bireyin uygun ortam ve koşullar yaratıldığında mobbing sürecinde mağdur, zorba, izleyici ya da destekleyici rolünü üstlenebileceği, bu tür olumsuz durumların ortaya çıkmasında etkili olan değişkenin örgütsel dinamikler, örgüt kültürü ve örgüt liderinin yönetim stratejisi etkili olmaktadır.
 
Bir örgütte birey ya da bireyler mobbing mağduru olduğunda, genellikle ona karşı kitlesel mobbing davranışı ortaya çıkar. Nedenleri çok fazla sorgulanmaz. Konu hakkında en genel açıklamayı Zimbardo’nun 1969 yılında yaptığı deneysel çalışma ve akabinde ortaya attığı “Kırık Cam Kuramı” ortaya koymaktadır. Zimbardo, suç oranının yüksek olduğu, yoksul Bronx ve daha yüksek yaşam standardına sahip Palo Alto bölgelerine birer 1959 model otomobil bıraktı. Araçların plakası yoktu, kaputları aralıktı. Olup bitenleri gizli kamerayla izledi. Bronx'taki otomobil üç gün içinde baştan aşağıya yağmalandı. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse dokunmadı. Ardından Zimbardo ile iki öğrencisi, sağlam kalan otomobilin yanına gidip çekiçle kelebek camını kırdılar. Daha ilk darbe indirilmişti ki çevredeki insanlar (yani zengin beyazlar) da olaya dahil oldular. Birkaç dakika sonra o otomobil de kullanılmaz hale geldi. "Demek ki" diyordu Zimbardo, "İlk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk çöpe, ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz."( Uluç, 2012).
 
Bu deneyin sonuçları ile mobbing mağdurları arasındaki ilişki birbirine benzer özellikler gösterir. Zimbardo’nun yaptığı deneyde olduğu gibi bozuk, kaputu açık, balyozla ezilmiş bir araba diğer kişilerin saldırgan davranışlarını tetikliyorsa, mobbing mağduru da çevredeki diğer kişilerin, mobbing mağduruna kötü davranmasına, saldırmasına, onu incitmesine ve ona karşı saldırgan davranışlar sergilemesine neden olmaktadır. Bu duruma göre, mobbing mağduru mağdur olduğunu anlattığında, mobbing mağduriyeti artmakta, mobbing mağduru olduğu bilgisi başkalarına ulaştıkça onların da mobbing yapma katsayısında artış görülmektedir. Bu durum bir nevi sosyal bulaşma etkisi ile artarak devam etmektedir. Başkalarına yaralarını gösteren mağdur, onlardan yaralarına merhem olmasını beklerken, onların bir kısmı yarayı kanatmaya, acının düzeyinin artması için saldırgan davranışlar sergilemeye başlamaktadırlar. Bir mahallede bulunan metruk bir evin camları kırıldığında herkes taş atmaya başlar. Benzer durum, mobbing mağdurlarına yönelik olarak, mağdurun çevresinde bulunan kişilerde görülür. Bu yüzden mağdur, çoğu zaman sosyal destekten mahrum kalır, yalnız kalır, “Günah Keçisi” ilan edilir ve dışlanır.
 
Mobbing mağdurları, mağduriyet temasını işleyerek mağduriyetlerini kolay kolay ortadan kaldıramazlar. Bilakis, mağduriyetlerini ifade ettikçe, dile getirdikçe, sosyal çevresi ondan uzaklaşmaya başlar ve zamanla onlar da mobbing sürecinde aktif rol alarak, mağdura zarar verebilirler. Bu durum her zaman oluşmaz. Ancak çoğunlukla oluşma ihtimali vardır.
 
Mobbing mağduru, mağdur olmaya başladığını fark ettiğinde, ilk önce tepki vermemeli, yok saymalı ve tanımlamamalıdır. Böylece mobbingin üzerine bulaşmasını engellemiş, tanımlanmasını önlemiş olur. Ancak süreçte mobbing davranışlarında artış meydana geldiğinde, mobbing yapan kişi ya da kişilerle açıkça konuşması, mobbing davranışlarından rahatsız olduğunu dile getirmesi gerekir. Akabinde, mobbing yapanların, mobbing yapmalarında etkili olan olumsuz davranışların ortadan kaldırması önemli rol oynar. Süreçte mobbing davranışlarında azalma meydana gelmediğinde yasal haklarını kullanarak mücadele etmesi gerekir. Başka bir yere atanmayı istemek, iş bırakmak, birim değiştirmek de yapılan çözüm yolları arasındadır.
 
Örgütlerde bilgisiz, beceriksiz, aptal olanlar çok fazla mobbing mağduru olmaz. Çünkü bu çalışanlar, kimsenin koltuğuna gözünü dikmez, kimsenin statüsünü tehdit etmez. Genelde bu kişiler için “Çok aptal ama çok tatlı.” ifadesi kullanılır. Bu sözün özü, “Aptal ama beni rahatsız etmiyor. O örgütün sorunu. Bana tehdit olmasın da ne olursa olsun.” demektir.
 
Mobbing sürecinde taraflar dörde ayrılır. Mağdur, zorba, izleyici ve destekleyici. İzleyiciler, mobbingi desteklemeseler bile uzaktan bakıp ya mağdura acıma hissi ile yaklaşır ya da “oh” olsun, der. Destekleyiciler aktif ve pasif olarak mobbing sürecinde yer alırlar. Aktif olarak yer alanlar hem sözel hem de davranış olarak zorbanın yardakçılığını yaparlar. Çoğu ikiyüzlü ve karakter yoksunudur. Zorba köpek balığına, yardakçıları da, köpek balığının ağzının altında, boyun kısmında, köpek balığının yediği balıklardan arta kalan balık parçalarını yiyerek yaşayan parazitler gibidirler. Zorbanın zulmünü meşrulaştırmaktan başka bir işe yaramazlar.
 
Sonuç olarak mobbing bir örgütsel hastalıktır. Bu süreçte rolünüz ne olursa olsun, mağdur hariç, gayriahlaki bir sürecin paydaşı konumundasınızdır. “Beni sokmayan bin yaşasın.” Atasözüne inanıp eylemde bulunuyorsanız, seçici dürüst ve tutarsız bir kimliğe sahipsiniz, demektir. Mobbing virüs gibidir. Görüldüğü yerde yok edilmeli, insanlığa verdiği zarar önlenmelidir. Mobbingi gördüğü halde müdahale etmeyen, mobbingi bir yönetim stratejisi olarak kabul eden her yöneticinin ahlaki sorunu vardır. Yöneticiler, örgütte yaşanan mobbinge anında müdahale edip zorbayı, izleyicileri ve destekleyicileri doğal sınırlarına itmediklerinde, kangren haline dönüşen yara ile mücadele etmek zorunda kalırlar. “Yönetici Ahlâkı” kavramı, örgütlerin niteliğini, ilişkileri ve düzeni sağlamada etkili bir özelliğe sahiptir. Unutmayın ki, hiçbir örgüt, yöneticinin ahlâki düzeyinin ve kalitesinin üzerine çıkamaz.
 
Kaynakça
 
Uluç, H. (2012). Kırık cam teorisi. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/uluc/2012/04/26/kirik-cam-teorisi (Erişim tarihi 04 Nisan 2020)


1302 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

EĞİTİM VE YÖNETİMDE İNOVASYON - 11/04/2021
Eğitim ve Yönetimde İnovasyon
ÇOCUKLARLA SORUN ÇÖZME - 14/03/2021
ÇOCUKLARLA SORUN ÇÖZME
ÖRGÜTSEL ÇETELER - 15/02/2021
ÖRGÜTSEL ÇETELER
EĞİTİM VE YÖNETİMDE MİZAH - 05/07/2020
Eğitim ve Yönetimde Mizah
Öğretmen Özerkliği - 24/06/2020
Öğretmen Özerkliği
Öğretmek Bir Sanattır - 14/06/2020
Öğretmek Bir Sanattır
İLETİŞİM KURUNUZ, İLİŞKİ DEĞİL - 07/06/2020
İLETİŞİM KURUNUZ, İLİŞKİ DEĞİL
Türküler ve Yönetim Bilimi - 05/06/2020
Türküler ve Yönetim Bilimi
Türkülerin Dili ve Eğitim - 23/05/2020
Türkülerin Dili ve Eğitim
 Devamı