• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/annebabaokulu
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905327001004
  • https://www.instagram.com/matematikkafe
TRANSLATE
DESTEK OL
ÜYELİK GİRİŞİ
REKLAM ALANI-1

MATEMATİK DÜNYASI
EĞLENCELİ MATEMATİK
OKUL BAŞARISI
PSİKOLOJİ
SİTE HARİTASI
ZİYARET BİLGİLERİ
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam588
Toplam Ziyaret2629106
Necip Güven
necipguven2008@gmail.com
MATEMATİKTE ÇÖZÜMÜN ŞİFRELERİNE NASIL ULAŞTIM!
19/06/2020
 MATEMATİKTE ÇÖZÜMÜN ŞİFRELERİNE NASIL ULAŞTIM !

Önce Mevlana'nın fil hikayesi ve Recep Şen Bey'in güzel değerlendirmesine bir göz atalım, daha sonra konumuza geçelim.
 
KARANLIKTA FİL TARİFİ!
 
 
Mevlâna’nın Mesnevi adlı o meşhur eserinde naklettiği bir fil tarifi hikâyesi vardır. Biz bu yazımızda fil hikâyesinden hareketle birkaç önemli hususa değineceğiz.      
 
Hint ülkesine,insanlara göstermek ve tanıtmak amacıyla bir fil getirilmiş. Daha sonra bu fil karanlık bir ahıra kapatılmış.İnsanlar fili merak ediyorlarmış tabi. Karanlık ahırın önünde toplanmışlar. Ahır karanlık olduğu için de fili görmek mümkün olmuyormuş.
 
Merak bu ya, herkes elini uzatarak file dokunuyor ve kendince bir fil tarifi yapıyormuş. Meraklılardan birinin eli filin kulağına değmiş. Bu kişi, filin bir yelpaze olduğunu düşünmüş ve böyle tarif etmiş fili. Bir başkası filin ayağına dokunmuş ve direk gibi bir şey olduğunu zannetmiş ve kendince bir fil tarifi yapmış.Eline filin hortumu geçen başka bir pür merak zavallı da filin bir boruya benzediğini düşünmüş ve kendince o da böyle tarif etmiş fili.Bir başkası da filin sırtına koymuş elini ve fili kral tahtı olarak tarif etmiş.
 
Velhasıl orada bulunan insanların hepsi filin bir tarafına dokunmuşlar; dokundukları yeri, hayallerinde kurdukları, olduğunu sandıkları bir şeye benzeterek fil olarak tarif etmişler.      
 
Herkes fili görmek istediği gibi tarif edince ortaya karmakarışık bir durum çıkıyor. Ahırın önünde toplanan insanların hepsi de ışıktan mahrum oldukları için ellerinde bulunan delillere göre bir sonuca varıyorlar. İnsanların ellerinde bir ışık kaynağı olsaydı kimse birbirine aykırı düşmeyecekti, ayrılık, gayrılık olmayacaktı. Her şey bütün açıklığıyla ayan beyan ortaya çıkacaktı.
 
Bu hikâyeyi okuduğum zaman bizim coğrafyamızın karşılaştığı sorunların kaynağı bir kez daha zihnimde netleşmeye başladı. Sorunlarımızın çözümünde neden sağlıklı sonuçlara ulaşamadığımızı hatırlattı bana ibret dolu bu kısacık hikâye.
 
Hadi bakalım ayıklayın şimdi siz pirincin taşını. Karanlıklar içerisindeki bu kadar insandan sağlıklı, dosdoğru bir fil tarifi çıkarmak mümkün mü? Herkes olaylara kendi görmek istediği pencereden bakıyor. Olayların gerçek yüzünü görebilmek için başka seçeneklere, farklı bakış açılarına ihtiyaç duymuyor. Sadece kendi penceremizden olayları görmeye ve anlamaya çalışırsak yanılırız.
 
Gerçek sadece bizim gördüğümüz değildir. Gözlerimizle gördüklerimiz çoğu zaman bizi yanıltabilir. Zaten beden gözlerimiz sınırlı değil mi? Duvarın arkasını görebilen var mı beden gözleriyle? Gerçeği görebilmek için kalbi selime ihtiyaç var, gönül gözüne ihtiyaç var. İlmin ve irfanın rehberliğine, ışığına ihtiyaç var. İlim ve irfan sahibi olabilmek malumu âliniz olduğu üzre zordur; üstün bir gayret ve cehdi gerektirir.
 
Bu gayret ve cehdi gösteremeyip ilim ve irfana vakıf olamıyorsak, yapacak tek şey kalıyor geriye ilim ve irfanı yüksek, gönül gözü açık rehber insanlara müracaat edeceğiz. Ehline danışıp sorunlarımıza hal çaresi bulacağız.
 
Dinlemeden,anlamadan, kavramadan, görmeden peşin hükümle yargıya varmak ne kadar sağlıklı? Fil hikâyesinde olduğu gibi ışıktan mahrum halde, kendi zannımızca kurguladığımız doğrularla hakikati görmemiz asla mümkün değildir. Alıcılarımızın, yani zihnimizin hakikatin idrakine açık hale gelmesi gerekiyor. Biz de bu öyküdeki insanlar gibi ön yargılarımızın, âlemde tek doğru sandığımız kendi doğrularımızın ve düştüğümüz cehaletin karanlığında hakikate vasıl olmadan kaybolup gideriz. Hakikate varabilmemiz hayal olur.
 
KAYNAK: www.recepsen.com/sayfadetay-karanlikta-fil-tarifi  (Recep ŞEN-11 Kasım 2012)
 
Aynı fil hikayesinde olduğu gibi 20 yıldır yaptığım araştırmalar sonucunda insanların matematiğe yalnız kendi bakış açıları ile yaklaştıklarına şahit oldum. Bu yüzden matematik konusu ve çözümler bir biri ile bağdaşmıyordu.
 
Ben ise olaya aynı fil hikayesinde olduğu gibi bütüncül bakmayı denedim. Bu konuda en çok internetten faydalandım. Bilimsel verileri inceledim. Matematik ustalarının görüşlerine göz attım. Matematik ustalarının, matematik öğretmenlerinin, öğrencilerin ve toplumun her kesiminin görüşlerini enine boyuna inceledim.
 
Boz-yapın parçaları gibi tüm parçaları yerli yerine yerleştirdim. Kalan boşlukları da kendi öğrencilik ve öğretmenlik tecrübelerimle birleştirince resmin bütünü ortaya çıktı.
 
NECİP GÜVEN
 


984 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÖNCE ONLAR DA İNANMADILAR! ANCAK UYGULAYINCA ANLADILAR! - 03/10/2024
ÖNCE ONLAR DA İNANMADILAR! ANCAK UYGULAYINCA ANLADILAR!
KADİR İNANIR DA İNANIR! - 03/10/2024
KADİR İNANIR DA İNANIR!
GÖRSEL MEDYAYA YAZILAN PULSUZ DİLEKÇELER - 01/10/2024
GÖRSEL MEDYAYA YAZILAN PULSUZ DİLEKÇELER
NECİPÇE PROBLEM ÇÖZÜMLERİNDEN ÖRNEKLER! - 28/09/2024
NECİPÇE PROBLEM ÇÖZÜMLERİNDEN ÖRNEKLER!
POZİTİF MANADA DEĞİŞECEĞİME SÖZ VERİYORUM! - 15/09/2024
POZİTİF MANADA DEĞİŞECEĞİME SÖZ VERİYORUM!
CANIMI ÇOK YAKTILAR, ZORLA ŞAİR YAPTILAR! - 15/09/2024
CANIMI ÇOK YAKTILAR, ZORLA ŞAİR YAPTILAR!
HÜZÜN ŞİİRLERİ - 12/09/2024
HÜZÜN ŞİİRLERİ
MATEMATİK, EĞİTİM VE MOTİVASYONLA İLGİLİ SEÇME ŞİİRLER! - 12/09/2024
MATEMATİK, EĞİTİM VE MOTİVASYONLA İLGİLİ SEÇME ŞİİRLER!
MİLLİ ŞEHİR EFSANEMİZ, MATEMATİK YETENEĞİM YOK! - 01/09/2024
MİLLİ ŞEHİR EFSANEMİZ, MATEMATİK YETENEĞİM YOK!
 Devamı