• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/annebabaokulu
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905327001004
  • https://www.instagram.com/matematikkafe
TRANSLATE
DESTEK OL
ÜYELİK GİRİŞİ
REKLAM ALANI-1

MATEMATİK DÜNYASI
EĞLENCELİ MATEMATİK
OKUL BAŞARISI
PSİKOLOJİ
SİTE HARİTASI
ZİYARET BİLGİLERİ
Aktif Ziyaretçi9
Bugün Toplam517
Toplam Ziyaret2635224
Murat Tekineş
destek@iyotkokusu.com
SEVGİ YAŞAMSALDIR, ÖTELENEMEZ!
09/01/2024


Sevgi; Sevmek, içsellemek, sevinç duymak, hoşlanmak, sevdalanmak, yaşamdan haz duymak ve her şeye haz duyarak bakmak, sevgi bazen de ruh okşayıcı birkaç güzel sözdür.
 
 
 Yani sevgi öyle bir duygudur ki; Her şeyden evvel önceliği vardır.mÖtelenemez. Çünkü yaşamsaldır. Hava gibi su gibidir. Dediğimiz gibi hazdır, haz almaktır. Bakıştan, dokunuştan, güzel sözlerden, yemeden, içmeden, bazen bir çocuğun gülümsemesi, bazen de bir ihtiyarın tebessümünde yansıttığı bir ömür. Kısaca her şeyden…
 
 
 Sevgi, içinde çok fazla güzel duygu ve his barındıran bir haslettir. Sahip olmak ve kazanmak için çok çaba harcanmalıdır. Dediğimiz gibi beraberinde barındırdıkları; Şefkat, merhamet, aşk, iyi niyet, hoşgörü, tahammül, sevinçler, güzellikler vb gibi… Tabi bunların hepside akılla bağlantılı olmalıdır ki amacına ulaşabilsin. Sevgiye sahip olunduktan sonra da elde tutmak için azami gayret gerektirir.
 
 
 Genel anlamda sevgi, (sevmek) duygusu, bir iş, görev, meşgale değildir. Aksine bir ödevdir ve kutsallık ihtiva eder. Amacı da tek bir kişiyi, canlıyı mutlu etmek değil, bu mutluluğu mümkün olduğunca çok kişiye hatta topluma yaymak olmalıdır.
 
 
 Mesela; Sevgiyi en çok yakıştırdığım kişiler, meslek grubu olarak Öğretmenlerdir. Şöyle ki; İçlerinde birbirine bağlı birçok sevgi şeklini barındırırlar. En önce öğretme sevgisi (bu çok özel ve kutsaldır). Çocuk sevgisi, insan sevgisi ve tüm bu sevgi şekillerini her gittiği yere, okula yayma istenci…
 
 
 En önemlisi, sevgi önceldir. Yaşamda önceliği olandır. Hayati önceliği vardır, dedik ya aynen öyledir. Tıpkı trafikte nasıl ki, Ambulansın, İtfaiyenin ve diğer kurtarma araçlarının geçiş öncelikleri var, aynen buna benzer. Sevginin de zorluklarla dolu hayat yolundaki seyr-ü sefer önceliği vardır. Ötelenemez. Elzemdir!
 
 
 İkinci plana atılamaz. Atılırsa can damarları kurur, ölür. O olmayınca yaşamın ve dahi yaşamanın hiçbir anlamı kalmaz. Her şey anlamını kaybeder. Monotonlaşır. İşte o olmayınca; Korku başlar, korku duygusu sevginin azalmaya başladığını anladığı anda kendini göstermeye başlar ve her şeye hakim olmaya kadar götürür işi Allah muhafaza; Önceliği olduğu için insan denilen varlık ve sonra diğer canlılar da içi çürümüş, kuruyup boşalmış ağaç kütüklerine benzerler. Sevginin öyle bir kapsayıcı özelliği vardır ki; Sadece insan ve diğer canlılar dediğime bakmayın, onlarla bağlantılı yaşamsallığı olan ağaçlar, bitkiler, tüm argümanları ile doğada bu asil duyguya, sevgiye muhtaçtır. Onlar içinde yaşamsaldır. Havadan, topraktan, sudan alamazlarsa eğer o sevgi mineralini yaşayamazlar, yeşeremezler, o harikulade rayihalarını saçamazlar, gümrah bir şekilde kabaramaz ve bin bir renkteki çiçekleri ve taçyapraklarıyla açılıp serpilemezler…
 
 
Ve en sonunda o harikulade mikro kozmoslarında ölürler. Onların ölmesi demek, insan soyunun devamının zora girmesi demektir. Çünkü onlarında kendi kozmoslarında ; tıpkı ağaç ve bitkilerdeki gibi hayatiyet derecesinde önemli olan sevgi mineralleri vardır ve onu ruhlarına gıda olarak alamazlar, soluyamazlar hatta içselleyemezler ise o zaman büyük sıkıntılar zincirleme olarak baş gösterir. Dediğimiz gibi sevgide de yaşamsal bir döngü vardır. Bu döngünün olmadığı bir dünya yerini korkunun egemenliğine bırakır. Korku da sevginin zıddıdır ve o da kendine göre yaşamsaldır. Onun hakim olduğu bir dünyada nefes almak, yediğinden, içtiğinden, soluduğundan haz almak, istenç duymak körleşir. Hatta zamanla yok olur. Korkunun krallığında despotizm vardır. İnsanlarda zaman geçtikçe sinizm hastalığı baş gösterir. İnsanlar sinik, ezik ve amaçsızca yürüyen birer canlı et karkası haline gelirler.
 Sinizm: Kelime anlamı olarak, insanın erdem ve mutluluğa, hiçbir değere bağlı olmadan bütün gereksinmelerden sıyrılarak kendi kendine erişebileceğini savunan öğretidir. Sinik kişiliklerde görülen en belirgin semptom endişedir ve zamanla tedavi edilmezse kronik endişe halini alır. Sürekli endişe hali de insana hayatı zehir eder. Sadece Krallığı yönetenler, onun korumasında olanlar bu hastalığa yakalanmazlar. Çünkü güçlüdürler ve bağışıklıkları vardır sevgisizliğe karşı ve onunla yaşamayı bir şekilde çaresizce öğrenmiş ve kabullenmişlerdir. Güçlüdürler çünkü etki alanında yaşadıkları krallıklarından bir şekilde nemalanıyorlardır? Güçlüdürler çünkü kendilerinden geçecek derecede, yaptıkları kötücül işlerin sarhoşluğuna kapılmışlardır ve onlarında kendilerince yaşam sevinçleri vardır?
 
 
 Güçlüdürler çünkü adeta hepsi birer tanrıdır. Yeryüzü tanrısı olmuşlardır. Artık dokunulmazdırlar. Her şeye hükmettikleri ve sevgisizlik denen o ölümsüzlük öz suyunu içtikleri için güçlüdürler. Dediğimiz gibi, Sinizm denilen salgın hastalık insanların ( sevgi ile yaşayan, onun yaşamsallığına muhtaç olanlar) çoğunu yaşayan ölüye çevirdiği için artık yol açılmıştır ve korkunun önünde engel kalmamıştır. Herkes sinmiştir. Korku en küçük hücrelerine hatta iliklerine kadar işlemiştir. Dahası artık bir bakıştan, el hareketinden, beş-on kişinin bir arada bulunmasından, haklarını aramaktan ve savunmaktan korkar hale gelmişlerdir. Artık teslim olma zamanı gelmiştir!
 
 
 Kendilerince gerekçeleri vardır artık teslim olanların, hayat devam edecektir. Çocuklarının ve ailelerinin karnı bir şekilde doyacaktır. Yani karın tokluğuna kısmi özgürlük! Dönülür mü dönülmez mi bilinmez ama bir yola girilmiştir artık? Dedikleri gibi tok bir mide, aç bir mideden her zaman yeğdir. En azından düşünce denen sıkıntıdan kurtarır insanı, her ne kadar iç huzuru ile uyutmasa da, tüm uyuyanlar gibi hayatta kalacak kadar uyumanıza izin verir. Artık sadece uyku ve karın tokluğu düşünülecektir bu yeni sevgisizlik imparatorluğunda. Çünkü artık oranın sadık birer hizmetkarı olmuşsunuzdur.
 Gerçi aralarda gizli gizli de olsa kuytu köşede, gözden ırak yerlerde hatta yer altında vb. gibi yerlerde tekrar sevgiyi; o ellerinden kaçırıverdikleri yaşamsal önemdeki, karın tokluğu ve uykudan çok fazlası olan o kadim duyguyu, sevgiyi yeniden yeşertmeye, olgunlaştırmaya çalışanlar vardır ama onlar da zaten azınlıktadırlar. Gizli gizli, hobi bahçelerindeki bu sevgi tarhlarını yeşertmeye, olgunlaştırmaya uğraşanlar da o devasa büyüklükteki, hatta tüm insanları içine alabilecek büyüklükteki sevgi ormanlarının ümidiyle sulamaktadırlar…
 
 
Sevgimizi göstermekten korkmayalım, yaşamsallığının farkına varalım çünkü sevgi yoksabilin ki yerini korku çoktan almıştır… Naçizane…
 
 
Murat Tekineş
09/01/2024


1338 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÖĞRETMEK... - 12/05/2024
ÖĞRETMEK...
SEVGİ VE SAYGI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER - 09/12/2023
SEVGİ VE SAYGI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
KİBİR - 17/11/2023
KİBİR
İKRA; OKU! VE GELECEĞİNİ TEFSİR ET! - 01/09/2023
İKRA; OKU! VE GELECEĞİNİ TEFSİR ET!
SON ADA - 13/06/2023
SON ADA
İNCE MEMED - 19/05/2023
İNCE MEMED
SEVDAYA DAİR… - 30/03/2023
SEVDAYA DAİR…
AHLAKTAN TAHARET - 21/03/2023
MANEVİ KİRLİLİKTEN TEMİZLENME VE ARINMA...
EĞİTİM İHTİYAÇ MI? YOKSA BİR DAYATMA MI? - 08/05/2020
EĞİTİM İHTİYAÇ MI? YOKSA BİR DAYATMA MI?
 Devamı