Necip Güven
necipguven2008@gmail.com
ÖNCE ONLAR DA İNANMADILAR! ANCAK UYGULAYINCA ANLADILAR!
03/10/2024
Öğrenciliğimde matematik dahil hiç bir dersle ilgim olmadığı için matematik öğretimi açısından nerdeyse sıfır noktasındaydım. Bu yüzden öğretmenlikte ilk 10 yılı matematiğin mantığını öğrenmeye çalışmakla geçti. Bu konuda en çok Ahmet Buhan'ın ilkokullar için hazırladığı yardımcı matematik kaynaklarından sağladım. Bu yüzden matematik dersinde 4 B basamağı aşamasından geçtim. Birinci B: BOCALAMA BASAMAĞI: Öğretmenliğimin ilk yıllarında bazı problemleri kendim anlamakta zorlanıyordum. Bu basamağı Ahmet BUHAN'ın matematik yardımcı kitaplarını inceleyerek atlattım. İKİNCİ B: BECERİ BASAMAĞI: Bu basamakta yavaş yavaş matematiğin ve matematik öğretiminin mantığını öğrenmeye başladığım için kendime güvenim geldi ve öğretmen olarak ta öğrenmekten ve öğrenmekten zevk almaya başladım. ÜÇÜNCÜ B BASAMAĞI: BAŞARI BASAMAĞI: Bu basamakta veliler bazı ilginç matematik soruları yolluyorlardı. Bu soruların mantığını çözmek için bayağı çalıştıktan sonra problemi çözüyordum. Hatta bu tür soruları en çok Semra adında bir kız öğrencim getiriyordu. Ben de sınıfta öğrencilerime, ''Çocuklar, hepinizi çok seviyorum ama Semra arkadaşınızı biraz daha fazla seviyorum. Bana ilginç matematik soruları getirerek benim matematik bilgimin gelişmesine yardımcı oluyor. O yüzden onu biraz daha fazla seviyorum.'' diye espri yapıyordum. DÖRDÜNCÜ B BASAMAĞI: Bu basamak benim artık Ahmet Buhan'ın yardımcı matematik kitabına ihtiyacımın kalmadığı, kendi buluşum olan yöntemlerle benim öğretmekten, öğrencilerimin öğrenmekten zevk aldığı dönemdi. Kendi buluşum olan yöntemleri hem kendi sınıfımda hem de ikinci sınıfı okutan arkadaşın sınıfında haftada birer derslik uygulamalar sonucunda çok yüz güldüren sonuçlar elde ettim. Matematikle Barışıyorum kitabımın yazımı döneminde arkadaşın sınıfının öğrencileri altıncı sınıfa geçmişti. Dört yıl önce kazandırdığımız matematik sevgisi daha da gelişmiş olarak capcanlı devam ediyordu. İŞTE ARKADAŞIN SINIFINDAKİ ÖĞRENCİLERİN UYGULAMIZ KONUSUNDAKİ GÖRÜŞLERİ MATEMATİKLE BARIŞIYORUM KİTABI BÖLÜM 7: MATEMATİK DERSİNDE UYGULADIĞIMIZ İLKELER! https://www.matematikkafe.com/?Syf=18&Hbr=1170557 KENDİ ÖĞRENCİ VELİLERİMİN GÖRÜŞLERİ: ÖNCE İNANMADILAR, ANCAK UYGULAYINCA ANLADILAR! ÖĞRETMENE HİÇ İNANMAMIŞTIM! Çarpma ile ilgili çalışmalar başladığında kızımın çarpım tablosunu çabuk öğreneceğinden şüpheliydim. Sene başında bütün çocuklara çarpım tablosunun tamamını kolayca öğretebilirim deyince önce hiç inanmamıştım. Çünkü öğrencilik yıllarımda çarpım tablosundan az mı çekmiştim? Daha sonra dersler başladı. Öğretmen saymalarda ikişerde çocuk ayaklarını, 3'lerde 3 ayaklı tabureleri 4'lerde masa ayaklarını 5'lerde elleri kullanarak ritmik saymalar yaptırdı. Ayrıca bu saymalarda bom oyunları oynadık. Oyun şeklindeki saymalar bizim ve çocuklarımızın çok hoşuna gitti. İlk uygulamalardan sonra biz de bu işin olacağına inandık. Tabi ki baştan ufak tefek şaşırmalar oldu. Şaşırdıkları zaman eşyaları ve katlama yolunu kullanarak yanlışlarını düzelttik. Çalışmalar oyun şeklinde olduğu için çocuklarımız da hiç sıkılmadan istekli bir şekilde çalışıyordu. Daha sonra öğretmenimiz kendi hazırladığı tekerlemeli çarpım tablosunu çocuklarımıza dağıttıktan sonra bizim bile ilgimizi çekti. Hatta oyun şeklinde öğrenme 6 yaşındaki oğlumun bile çok hoşuna gitti. Birçok çarpmayı ve tekerlemeyi ablası ile o da kısa sürede öğrendi. Bizim öğrenciliğimiz zamanında çarpım tablosu bizlere çok zor geliyordu. Ama bu sistemi görünce o kadar da zor olmadığını anladık. Biz daha önce matematikten başarılı olmak için çok zeki olmak gerektiğine inanıyorduk. Ama çok zor zannettiğimiz konuların oyun halinde ve istekli şekilde çalışılması ile kolaylıkla öğrenilebileceğini gördük. Dilek İNCE KIZIMIN OYUNLARI BİLE DEĞİŞTİ! Öğretim yılı başladığında kızım Ayşe’nin başarılı olacağına inanıyordum. Fakat matematik dersi kadar beni korkutan başka bir ders bilmiyordum. Örneğin çarpım tablosunu ben dahil çevremde birçok kişi tam olarak bilmiyor. İlk önce bizim yıllardır öğrenemediğimiz şeyleri bir 2. sınıf öğrencisi bu kadar çabuk ve zevkli öğrensin olacak şey mi! İnanmadık. Bir de güldük. Ama çalışmalar başlayınca kısa sürede çok yanıldığımızı anladık. Çalışmalar çok iyi gidiyordu. Kızımın yaptığı çalışmalar benim de çok hoşuma gitti ve daha sonra ona ben de katıldım. Bom oyunu ve tekerlemelerle kızımla birlikte bende çarpım tablosunu kolayca öğrendim. Kızımın oyunları bile değişti. Öğrendiklerini aynı şekilde arkadaşlarına bile öğretiyordu. Oyun şekline gelince beyin olaya daha iyi odaklanıyor ve öğrenme çabuklaşıyor. Kızımla birlikte kısa sürede sıkılmadan çarpma ve bölme işlemlerini öğrendik. Öğrendiklerimizi çevremizdekilere de anlatıp yardımcı olalım dedik ama onlar bize hiç kulak asmadılar; hatta bir de alaylı bir şekilde güldüler. Fakat sonun da kazanan ve haklı çıkan biz olduk. Bunun mutluluğu bize yeter. Benim için yıllarca püsküllü bela olan matematik dersi kızımın en sevdiği ders haline geldi. Rahan SEZER MATEMATİKTE ACABA SORUN KİMDE? Ben Mimar Sinan İlköğretim Okulunda hizmetli olarak çalışan bir memurum. Necip Güven’in okulumuzda görev yaptığı 2001-2002 yıllarında küçük kızım Hatice ana sınıfına devam ediyordu. Yarıyıl tatili bitmiş ikinci döneme başlamıştı fakat kızım hala rakamları öğrenememişti. Bu durum onu strese sürükledi. Ben de çok üzülüyordum. Bunun üzerine kızıma yardımcı olmaya karar vererek çalıştırmaya başladım. Ama yardımcı olacağım derken işleri iyice karıştırmıştım. Bütün çabalarıma rağmen kızım öğrenemeyince ben de sinirlenerek bağırıyordum. Ben bağırdıkça kızım ağlıyor, o ağladıkça ben daha da sinirleniyordum. Sonunda pes etmek zorunda kalıp çalıştırmaktan vazgeçtim. Bir Cuma günü olayı Necip Hocam'a açtığımda gülerek ‘’Acaba sorun çocukta mı, bizde mi?’’ dedi. Bana rakamları nasıl öğretmem gerektiğini daha önce hiç görmediğim farklı ve detaylı bir şekilde anlatmıştı. Anlattıkları biraz saçma gelse de ‘’Denize düşen yılana sarılır misali’’ bakalım ne olacak diyerek denemeye karar verdim. Kızımı hafta sonu günü Necip Hoca’mın anlattığı şekilde çalıştırdım. İki gün sonunda kızım rakamları kolayca öğrenmişti. Pazartesi günü karşılaştığımızda çalışmanın sonucunu sordu. Ben de sevinçle ‘’Sağol Hocam! Bu iş bu kadar kolay mıydı?’' dedim. Daha sonra birkaç kez takıldığım konularda Hocamın fikrini aldım. Uyguladığımda, yaşadığımız birçok problemin çözümsüz olmadığını yaşayarak öğrenmiş oldum. Şu an öğrenimine devam eden kızımda daha sonraki yıllarda matematik dersiyle ilgili önemli bir problemle karşılaşmadık. Konu hakkında daha fazla bilgi almak isteyenler Necip Hocam aracılığı ile telefonla daha geniş bilgi verebilirim. Ahmet DOĞAN 12 MART 2002 Matematikle Barışıyorum kitabımı okuyan birçok öğrencide çok güzel gelişmeler oldu. Beni en çok şaşırtan olay, önceki yıllarda oğlumun açtığı web sitesinde benden yardım isteyen üç kız öğrenciyi web sitemde hangi başlıklı yazıları okumaları konusunda yönlendirdim. Daha sonra da Matematikle Barışıyorum kitabımı okurlarsa çok faydalı olacağını yazdım. Fakat üç kızımız web sitemizde tavsiye ettiğim yazıları okuyunca kitabımı okumalarına gerek kalmadan matematikle ilgili sorunlarını aşarak başarılı oldular. Bu durum beni hem çok sevindirdi. Hem de çok şaşırttı. Bakalım bu iş nasıl olmuş? MATEMATİKTE DEĞİŞİMLER DÜŞÜNCEYLE BAŞLAR! https://www.matematikkafe.com/?Syf=22&Mkl=1134644 UYGULAMAYI PAYLAŞTIĞIM İLKOKUL ÖĞRETMENİ ARKADAŞIN GÖRÜŞLERİ: MATEMATİK FOBİSİ VE HER ZOR İŞİN İÇİNDE BİR DE KOLAYI VAR! Necip GÜVEN Hocamla 2008’in son günlerinde tanışma imkanı buldum. Hemen kitabını istetip 2009’un Şubat tatilinde okuyup bitirdim. Matematikle Barışıyorum adlı kitap matematik öğretme şeklimizin ve ev ödevlerinden yana yakıla anlatan öğrenci, öğretmen ve velilerin yazılarıyla dolu. Mevcut müfredatın, öğretmenlerin öğrencilerin ve velilerin sessiz çığlıklarına tercüman olmuş. Özellikle çarpma işlemini öğretme yöntemimizin kanayan bir yara olduğunu anlaşılıyor. Bu probleme acımasızca eleştiriyor. Dayanağını da gelen mektupları kanıt olarak göstermiş. Ben hep merak etmişimdir meslektaşlarımın sınıf içinde matematikle ilgili yöntem, teknik ve kendine has uygulamalarını. Öğretmenlik hayatım boyunca her meslektaştan bir şeyler öğrenebileceğimi, yararlanabileceğimi kabul ederim. Keşke Necip HOCAMLA zümre olsaydım da tecrübe ve bilgilerinden yararlanabilseydim. Fakat hocam, büyük özveri ve gayretleri sonucunda aktif bir emekliliğe geçerek matematikte yaşadığımız problemi çözmeye adamış kendini. Yılların tecrübesinden damıttığını, yenilerini ekleyerek, araştırarak elde ettiklerini bizimle paylaşıyor. Mezara götürmeden .... Bizlere yol gösteriyor bu işi daha ileriye götürmek için.... Matematik öğretiminde çocukların nasıl öğrendiği, kavramların nasıl öğretileceği, çarpmanın başlangıç noktasının nasıl olacağı göz ardı edilir. Aceleye getirilerek öğrencilerimizin sokakta, evde ve çocukluğunda edindiği bilgilerden bağımsız-kopuk olarak matematik öğretilmeye çalışılır. Necip Hocanın ‘’Biz Süper Çocuklar’’ şarkısında söylediği gibi 3 ayaklı tabure, masa ayakları, insan ayağı..... vb modellerden hareketle çocuğun anlam dünyasına kolayca giriş yapılarak dersi işlemek daha kolay ve pratik. Yapılandırmacı yaklaşıma daha yatkın.... Matematik cümleleri sanki yabancı dilde çevrilmiş cümleler gibi çocuğa hitap etmesi zor o kadar da gündelik yaşamdan uzak. Cem Yılmazın trajikomik olarak eleştirdiği çarşıda alışveriş yaparken paranın beşte ikisine elma, beşte birine armut. vb alışveriş yapana hiç rastladınız mı? Matematiği 1. kademede çevrede var olan gündelik hayatta karşılaştığı somut örnekleri kullanmanın faydası çok. Geometride evin mimari yapısından (çatı, direkler duvar pencere...vb.) yararlanmalıyız. Çarpım tablosundan ritmik sayma temelinden hareket ederek masa, tabure, insan ayaklarından hareket edilerek problem kurulabilir. Basamak kavramını Necip Hocanın önerdiği gibi demir birlikler, kağıt onlukları ve yüzlükleri kullanarak konuyu işlenebilir. Hem daha verimli, hem dikkat çekici hem de öğrendiklerini hafızaya kaydedip diğer konularda da kullanabilir. Çevresindeki nesnelerle sayısal düşünebilen, sorgulayabilen ve en önemlisi ezber yükü altında ezilmeden eğlenceli öğrenen öğrenciler. Matematikte hep problem durumları ezberleterek işi kotarmak yanlış. Probleme farklı bakış açısı geliştirmek ve ne yaptıklarını anlamları önemli bence. Problemi sınıfta öğretmen ve öğrencileriyle tartışması önemli. Umarım öğrencilerimiz verilen bilgileri hafızalarına kaydetmekle görevli flaş bellek, CD yada har disk olarak görmekten vazgeçmeliyiz. Öğrencilerimizin kendi buldukları sonuçlara ve çözümlere değer verip desteklemeliyiz. Doğan İŞBİLİR Sınıf Öğretmeni BANA ÖĞRETMENLİK SEVDASINI AŞILAYAN DÜRDANE ELHAN HOCAMIN İNCELEDİĞİ BÜTÜN PROJELERİME YORUMLARI * MERHABA ; "MATEMATİĞİ SEVDİREN ADAM” Başarı öyle bir sihirdir ki biraz ucu göründü mü kişi arkasına takılıp koşturur. " İlk başarıdan sonra Pandoranın kutusu açılır ve arkasından sayısız dökülmeler başlar. Matematiği Sevdiren Adam da" öyle koşturuyor. Birçoğumuzun üreticilikten uzak hazırcılığına inat, zamanla yarışıyor. Adeta bildiklerini yazıya dökerek bu konuda ihtiyacı olanlara ulaşmak için çırpınıyor. Haydi bakalım geleceğin varisleri olan çocuklarımızın, senin ürettiklerine gerçekten ihtiyacı var. Yılların yığdıklarını cömertçe sergilemeye devam. Necip Bey; matematiği çatık kaşlılıktan ve korku kalesi olmaktan çıkarıp şiirlerle, anekdotlarla, başarılı ünlülerin yaşam hikayeleriyle ortaya koyduğunuz Matematiği Sevdiren Adam kitabınızın birçok öğrenci öğretmen ve velilerin eline ulaşması dileğiyle... Eğitim Uzmanı Dürdane Elhan * Necip Öğretmen, yurdum çocuklarının sıkıntı ile öğrendikleri, hatta nefret ederek, bazen de ağlayarak bir türlü ezberleyemedikleri çarpım tablosunu kolayca öğrenebilmeleri için düşünmüş, taşınmış. Yüreğinin derinliklerinde onların acılarına çareler bulmaya çalışmış. Beyninde ki çarpanını, bölenini, daha çok nasıl somutlaştırırım sorusuna cevabı;"SATRANÇ " gibi bir oyunla çocuklara sunmayı uygun bulmuş. Yarının büyüğü olacak çocuğunuza hoş vakit geçirterek bıktırmadan öğretmek. Aritmetiği acı ve üzüntüye yol açmadan sevdirmek. Ne kadar doğru güzellikler içeriyor... Haydi anneler ve babalar pullarla çocuğunuza çarpım tablosunu mutluluk içinde öğretmek için sıvayın kollarınızı. Sizin de hoşunuza gidecek. Siz de öğretirken eğleneceksiniz. Başarılar dileğiyle... EĞİTİM UZMANI DÜRDANE ELHAN * Necip Bey, Hacivat -Karagöz diyalogu ile çarpım tablosunu öğretme uğraşınız güzel olmuş. Bu skeç olarak bile okulların gösteri günlerinde ve TV de sahnelenebilir. Ancak biraz uzun mu olmuş? Biliyorsunuz küçük çocuklar uzun çalışmalardan hoşlanmazlar. Dikkatlerini de çok uzun aynı canlılıkta tutamazlar. Acaba bunu ikiye veya üçe bölerek mi verseniz daha kolay olur diye düşünüyorum. Beyninize, elinize yüreğinize sağlık. Başarılar dilerim. Selamlar... EĞİTİM UZMANI DÜRDANE ELHAN KARAGÖZ ÇARPIM TABLOSUNU ''EZBERSİZ'' ÖĞRENİYOR!(1) https://www.matematikkafe.com/?Syf=22&Mkl=1119672 KARAGÖZ ÇARPIM TABLOSUNU ''EZBERSİZ'' ÖĞRENİYOR!(2) https://www.matematikkafe.com/?Syf=22&Mkl=1120973 |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KADİR İNANIR DA İNANIR! - 03/10/2024 |
KADİR İNANIR DA İNANIR! |
GÖRSEL MEDYAYA YAZILAN PULSUZ DİLEKÇELER - 01/10/2024 |
GÖRSEL MEDYAYA YAZILAN PULSUZ DİLEKÇELER |
NECİPÇE PROBLEM ÇÖZÜMLERİNDEN ÖRNEKLER! - 28/09/2024 |
NECİPÇE PROBLEM ÇÖZÜMLERİNDEN ÖRNEKLER! |
POZİTİF MANADA DEĞİŞECEĞİME SÖZ VERİYORUM! - 15/09/2024 |
POZİTİF MANADA DEĞİŞECEĞİME SÖZ VERİYORUM! |
CANIMI ÇOK YAKTILAR, ZORLA ŞAİR YAPTILAR! - 15/09/2024 |
CANIMI ÇOK YAKTILAR, ZORLA ŞAİR YAPTILAR! |
MATEMATİK, EĞİTİM VE MOTİVASYONLA İLGİLİ SEÇME ŞİİRLER! - 12/09/2024 |
MATEMATİK, EĞİTİM VE MOTİVASYONLA İLGİLİ SEÇME ŞİİRLER! |
HÜZÜN ŞİİRLERİ - 12/09/2024 |
HÜZÜN ŞİİRLERİ |
MİLLİ ŞEHİR EFSANEMİZ, MATEMATİK YETENEĞİM YOK! - 01/09/2024 |
MİLLİ ŞEHİR EFSANEMİZ, MATEMATİK YETENEĞİM YOK! |
MATEMATİK BİR OYUNDUR! - 27/07/2024 |
MATEMATİK BİR OYUNDUR! |
Devamı |