![]()
Tülay Hergünlü
hergunlu@ttmail.com
BOL KÖPÜKLÜ MİS GİBİ BİR TÜRK KAHVESİ…
19/07/2017 matematikkafe.com ![]() Geçtiğimiz günlerde yolum Mısır Çarşısı’na düştü. Kuru Kahveci Mehmet Efendi’nin önünden geçerken bir an durakladım ve neredeyse 20 yıl öncesine gittim. Kalabalıkları, özellikle bayramlar yaklaşırken oluşan kuyrukları hatırladım. Nasıl da sabırla beklerdik o mis gibi taze çekilmiş kahveyi alıp misafirlerimize ikram edebilmek için. Mehmet Efendi’nin hemen aşağısında bir de Kurukahveci İhsan Efendi vardı. Aralarındaki tatlı rekabet bazen bizlere de yansırdı. İşyerime gelince Kuru Kahveci Mehmet Efendi’nin web sitesine girdim ve biraz gezindim. Eskiden ve günümüzden kareler ve tatlar buldum. Türk kahvesini diğer kahvelerden ayıran özellikleri okudum. Sizlerle de paylaşmak istedim: “Türk Kahvesi; dünyanın en eski kahve pişirme yöntemidir. Köpük, kahve ve telveden oluşur. Yumuşak ve kadifemsi köpüğü sayesinde damakta en uzun süre tadını devam ettiren kahve türüdür. Ve birkaç dakika şekli bozulmadan kalabilen bu leziz köpüğü sayesinde, bir süre sıcak kalabilir. İnce kenarlı fincanda sunulduğu için, diğer kahve türlerine göre daha yavaş soğur ve böylece daha uzun süren bir kahve keyfi sunar. Kendine özgü enfes kokusu ve özel köpüğü ile diğer kahvelerden kolaylıkla ayırt edilebilir. Kahve tutkunları tarafından, kaynatılarak içilebilen tek kahve olarak kabul edilir. Eşsizdir çünkü kahvesi fincanın içindedir ancak telve olarak dibe çöktüğünden filtre edilmesine ve süzülmesine gerek kalmaz. Hazırlanırken şeker ilave edildiğinden diğer kahvelerde olduğu gibi sonradan tatlandırmaya gerek yoktur.” Türk kahvesi orta ve orta yaş üstü nesilde önemini koruyor ama gençler arasında pek itibarlı olduğunu söyleyemeyiz. Gençlik genelde, Amerikan tarzı kupalarda içilen, musluktan akan kahveleri veya İtalyan tarzı espresso, capuccino ve nescafe tercih ediyor, süt yerine de süt tozu. Yabancı firmalara ait kahve mekânları da gençler arasında pek revaçta. Alışkanlıklarımız değişiyor. Ayaküstü atıştırılan “fast food” mekânlar ve kafeler yaşantımıza iyice yerleşmiş durumda. Elbette değişik ülkelerin tatlarına, yeniliklere itirazımız olamaz. Ancak, biz kendimize yabancılaşırsak, kendi kültürümüze ve kendi değerlerimize sahip çıkmazsak, yabancı kültürler ülkemizde baskın kültür olarak yer alabilirler. Yabancı tatlar asıl unsur olarak değil, sunulacak farklı çeşniler olarak bulundurulmalıdır; arzu edene ikram edilmek üzere. İncecik fincanlarda ikram edilen bol köpüklü mis gibi bir Türk kahvesinin yerini hiçbir şey tutamaz… Tülay Hergünlü, “Körüz Biz” isimli kitaptan. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Bir destanın şafağıdır Cumhuriyet - 28/10/2019 |
Bir destanın şafağıdır Cumhuriyet |
Anadolu’da özgürlük meşalesi 100 yıldır yanıyor - 19/05/2019 |
Anadolu’da özgürlük meşalesi 100 yıldır yanıyor |
İstanbul, İstanbul - 04/05/2019 |
İstanbul, İstanbul |
Dünya’da çocuklara armağan edilen tek bayram - 23/04/2019 |
Dünya’da çocuklara armağan edilen tek bayram |
Çanakkale Gerçeği - 16/03/2019 |
“1915 yılına gelindiğinde Türk askeri pek çok cephede savaşmaktadır. Kafkas (Doğu) cephesi, Filistin cephesi, Hicaz cephesi, Yemen cephesi ve Irak cephesi… |
Domates, biber, patlıcan - 31/01/2019 |
Domates, biber, patlıcan |
Cuma’nın hayrı - 22/01/2019 |
Cuma’nın hayrı |
Büyük Taarruz ve Malazgirt – Türkler Anadolu’ya ne zaman geldi? - 22/01/2019 |
Büyük Taarruz ve Malazgirt – Türkler Anadolu’ya ne zaman geldi? |
Başkomutan-2 - 13/09/2017 |
Başkomutan-2 |
![]() |