Anne Baba Eğitimi / kaybetseniz de, böyle kaybedin
Psk.Dr. Yaşar Kuru

• Temel’in hikayesinde Pedagoji olur da, futbolda olmaz mı…
• Aşağıda bulunan, tırnak içindeki sözler:

- Geçtiğimiz hafta, Avrupa’nın “hatırlı” takımlarından Partizan’ı, deplasmanda farklı şekilde mağlup eden Beşiktaş’ın ,
- Hafta içinde ise, içeride, K.Erciyesspor’a yenilmesinden sonra,
futbolcuların soyunma odasında, teknik direktörleri S.Bilic’ten “fırça yemeyi” beklerken duydukları sözlerdir.

• Şöyle:
- “ Yenilsek de, ben sizi galip gelmiş olarak kabul ediyorum.
- Çünkü; mücadeleden kopmadınız.
- Son ana kadar galibiyeti düşündünüz ve çırpındınız.
- Bu nedenle ben, çok “mutluyum”.
- Beni, gerçekten umutlandıran bir ekipsiniz.
- Evet, yenildiniz ve 3 puan kaybettiniz...
- Ama;
- Kaybedecekseniz de, böyle kaybedin…
- Ortaya koyduğunuz performans bana, her maçı kazanabilecek bir kapasitenizin olduğunu gösterdi.
- Sadece, daha “dikkatli” olmalısınız…”…

• Ve; ekranlarınızda bir anne-baba:
- Hem de nasıl…
- Yıl içinde, derslerine çalıştığı, gayret gösterdiği halde, yarıyıl karnesi “berbat” olduğu için, - ya da, yıl içindeki sınavlardan birinden zayıf not aldığı için- karşılarında iki büklüm ve ağlamaklı bir şekilde duran çocuklarına, aynen, teknik direktör Bilic gibi şöyle diyorlar:

- “ Üzülsen de, biz seni neşeli görmek istiyoruz.
- Çünkü; son ana kadar hep, başarmayı düşündün.
- Bu nedenle, biz çok mutluyuz.
- Evet…derslerin oldukça zayıf görünüyor…
- Azimli, çalışkan, gayretli ve disiplinli halinle, bizi gerçekten umutlandıran bir evladımız olarak görüyoruz seni.
- Tabi…zayıf karne -yada not- getirdin…bu ne senin ne de bizim arzu etmediğimiz bir durumdur.
- Ama, şunu ifade ediyoruz ki; zayıf not alsan da, böyle zayıf al…
- Senin, derslerine çalışman, gayretin bize gösterdi ki, sen; her sınavı başarabilecek, her okulda okuyabilecek bir kapasiteye sahipsin.
- Sadece, biraz daha dikkatli olmalısın…”…

• Ve, ekranlarınızda iki eş:
- Koca gün, kendisine rahat vermeyen iki çocuğuna hizmet etmekten dolayı, ev-mutfak, temizlik ve düzen işlerini aksatan,
- Ve, eşinin iş dönüşünde ona karşı kendini suçlu gibi hisseden, boyun büken bir eş…
- Böyle bir eşin karşısında da, iş yorgunluğunu unutarak ona seslenen diğer bir eş:
- “Biliyorum;
- Akşama kadar hiç durmadın.
- Bütün işleri tamamlamak için çok çaba sarfettin.
- Birçoğunu da yetiştiremediğin görünüyor.
- Buna rağmen çok da yorulduğun halinden belli oluyor.
- Çocuklarla baş edebilmen bile başlıbaşına bir iştir.
- Ne eksik kaldıysa, birlikte tamamlarız…üzülmeni istemem…”…

• Ne yani;
- Böyle konuşan bir eşin ve az önceki annenin-babanın, pedagojik açıdan Sn.Bilic’ten ne farkı var…

• Öte yandan;
- Çocuklarınızı, pedagojik ilkelere göre yetiştirmeye çalıştınız,
- Onlara asla psikolojik ve/veya fiziksel şiddet uygulamadınız,
- Sürekli olarak, çocuklarınıza rehberlik yapmaya çalıştınız,
- Evinizi onlar için Cennete çevirmeye gayret ettiniz,
- Yemediniz-yedirdiniz, giymediniz-giydirdiniz…
- Velhasılı; elinizden geleni yapmaya gayret ettiniz…
- Fakat; şu andaki bulundukları yaşlara göre, belki de henüz istediğiniz mesafeyi katedemediniz.
- Ve, kendinizi “kaybetmiş” olarak hissettiniz…

• Ne mi olur:
- “Kaybederseniz, böyle kaybedin…”
- Hiçbir emeğin ziyan olmadığı ve karşılıksız kalmadığı, “İlahi” bir terazi karşısında bulunduğunuzu hissedebiliyorsanız, bir gün karşılığını çocuklarınızın üzerinde “mutlaka” göreceksiniz.


yazarın diğer makaleleri